“Ataol Behramoğlu’nun 50’nci Sanat Yılı”
Şair Ataol Behramoğlu’nun 50’nci sanat yılı, “Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var” isimli özel etkinlikle kutlandı.
Akbank Sanat’ta gerçekleştirilen ve Ataol Behramoğlu’nun katılımcıların sorularını da yanıtladığı programda Nebil Özgentürk’ün hazırladığı, Behramoğlu’nun çocukluk, gençlik ve bugüne ait görüntülerinin yer aldığı “Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var” isimli belgeselin gösterimi de yapıldı.
Behramoğlu, ilk şiir kitabı “Bir Ermeni General”in 1965’te yayınlandığını, o günden bugüne 50 yıl geçtiğini, bu süreçte dostlarının hiçbir zaman kendisini yalnız bırakmamasından mutluluk duyduğunu söyledi.
Ataol Behramoğlu, kendisini en çok etkileyen şiirlerin ise Necip Fazıl Kısakürek’in “Tabut” ve Ömer Bedrettin Uşaklı’nın “Aşıkım, Dağlara” olduğunu belirtti.
Programda, Ataol Behramoğlu’nun hafızalarda yer etmiş şiirleri de Rutkay Aziz, Işık Yenersu, Levent Üzümcü, Dilek Türker ve Nebil Özgentürk tarafından seslendirilirken, bestelenen şiirleri de Vedat Sakman, Haluk Çetin, Tuna Kiremitçi, Ekrem Ataer, Edip Akbayram ve Timur Selçuk gibi isimler tarafından yorumlandı.
Sunuculuğunu Nebil Özgentürk’ün yaptığı etkinliğe, sanatçının dostlarının yanı sıra çok sayıda sanatsever de katıldı.
Fotoğraf: Nasuh Bektaş
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana
Ataol Behramoğlu