Geçtiğimiz günlerde Piramid Sanat’ta ‘Çağdaş Türk Koleksiyoneri yalnız batı sanat piyasasını referans alarak nereye kadar gidebilir?’ konulu bir panel düzenlendi. Hasan Bülent Kahraman, Bedri Baykam, Ahmet Şahin ve Tomur Atagök’ün konuşmacı olarak katıldığı panelde Türk koleksiyonerlerinin batı sanat piyasasına yönelmesi konuşuldu.
Ev sahibi olarak ilk konuşmayı yapan Bedri Baykam, son yıllarda özel girişimcilerin desteği ile sanatçıların ve galerilerin nefes aldığını ve uluslararası alana açılabildiğini söylerken ellerindeki resimleri müzayede piyasasına veren, batı sanatçılarına, yabancı isimlere özenti olarak yönelen ve bizde de var demek için satın alan koleksiyonerleri eleştirip Türk Çağdaş Sanatına zarar verdiklerini açıkladı. Koleksiyonculuğun güzel eşyalar satın almak anlamına gelmediğini koleksiyonlarda gerçek, Türk Çağdaş Sanatçılarının eserlerinin de bulunması gerektiğini vurguladı.
Türkiye’de ilk akademik müzecilik eğitiminin kurucusu olan Tomur Atagök, koleksiyonculuk ve müzenin birbirinin içinde olan kavramlar olduğunu, sanat eserlerinin el değiştirmesinin ticari bir olay değil insanlar arasında bir köprü olduğunu belirtti. Koleksiyonerlerin, aracılar, fuarlar, küratörler arasında sanata odaklanmasının zor olduğunu fakat onların da sanatsever olarak araştırma yapmak, okumak, sorgulamak gibi görevleri olduğunu söyledi.
Koleksiyoner ve Sanatevi sahibi Ahmet Şahin ise öncelikle sanatsever olduğunu vurgularken, yaşadığı topluma yabancı olmayan, yüreğine yansıyan eserleri topladığını belirtti. Sadece batı sanat piyasasını referans alarak Türk çağdaş sanatının yol alamayacağını, koleksiyonerlerin genç sanatçılara yatırım yaparak destek vermeleri gerektiğinin altını çizdi.
Sanat eleştirmeni ve akademisyen Hasan Bülent Kahraman, bu yaştan sonra böyle panellere katılmama kararı almışken, Bedri Baykam’ın kendisi ile ilgili övgü dolu sözlerinden sonra panele katılmaktan mutluluk duyduğunu söyledi. Türkiye’de sanat tarihi yazımının yokluğunu zihinsel bütünlük ve süreklilik olmamasına bağladı. Sanat Tarihi sanatın iç yapısına, semantiğine dönük sorgulamalar yapılarak ve tarihsel kesitler dikkate alınıp dönüşümler içerisine oturtularak yazılmalı dedi. Eleştirmen sınıfının halen olmamasının sanatın kültürel boyutunun eksikliğinden kaynaklandığını ama bu sınıfında süreç içerisinde oluşacağını belirtti. Koleksiyonerlik meselesinin de ciddi bir sorun olduğunu, belli bir kültürel doygunluk ve zihinsel yapı oluşmadan gerçek koleksiyonerliğin ortaya çıkmayacağını anlattı. Türk koleksiyonerlerin yabancı eserleri almasının önemli olduğunu, bunun desteklenmesinin Türk sanatından çıkıldığı anlamına gelmediğini özellikle vurguladı.
Genel olarak koleksiyonerlerin küreselleşmenin ve uluslararası fuarların etkisi altında kaldığının vurgulandığı panelde, farklı düşünceler olsa da Türk Çağdaş Sanatının oluşma sürecinin devam ettiği, geliştiği tespitleri ile müzecilik noktasındaki eksiklikler dile getirildi. Koleksiyonerciliğin zor bir iş olmasının yanı sıra koleksiyonerlerin sanata odaklanması gerektiği vurgusu panele katılan konuşmacıların ortak görüşü idi.