Mel Gibson’dan Seth Macfarlene’e, Federico Fellini’den Ridley Scott’a ve tabii ki Hitchcock’a filmlerinde sembolist hikaye anlatımından akıllı alt metin diyaloglarına kadar mesajlar var.
İzleyiciler için kodlanmış felsefi mesajlar içeren bazı filmlerin listesi burada.
1. Ölüm Kararı (1948, Rope, Alfred Hitchcock)
1948 ABD yapımı psikolojik gerilim filmidir.
Senaryosunu Hume Cronyn ve Arthur Laurents’in Patrick Hamilton’ın Rope’s End (İpin ucu) adlı tiyatro eserinden adapte ederek yazdıkları filmin yapımcısı ve yönetmeni Alfred Hitchcock’tur. Filmin başlıca rollerinde James Stewart, John Dall, Farley Granger ve Cedric Hardwicke oynamışlardır. Gerçek bir olaya dayanan film 1924 yılında Chicago Üniversitesi’nde okuyan Leopold ve Loeb adlı iki öğrencinin sınıf arkadaşlarını katletmeleri olayından esinlenilmiştir. Filmde aynı evde yaşayan iki gencin filozof Nietzsche’nin bir felsefi düşüncesinden etkilenerek bir arkadaşlarını iple boğup öldürmeleri ve cesedini evde saklayarak bir parti vermeleri, bu partide üniversiteden hocalarını bir şekilde zekaları ile etkilemeye çalışmaları anlatılmaktadır.
Film Hitchcock’un ilk renkli filmidir. Tek bir mekânda geçer ve kesintisize yakın çekim tekniği ile tiyatrovari bir havası vardır.
2. Hayatın Kaynağı (1949, The Fountainhead, King Vidor)
Ayn Rand’in aynı adlı romanından uyarlanmış 1949 yapımı bir ABD filmidir. King Vidor tarafından yönetilen filmin senaryosu yine Ayn Rand tarafından yazılmıştır.
Filmdeki ilgi çeken noktalardan biri Howard Roark’un duruşma konuşmasıdır. Ayn Rand tüm konuşmayı kitaptaki gibi yazmıştır ve filmde de bu konuşmanın ayı uzunlukta kalmasını istemiştir. Başlangıçta yönetmen King Vidor bu isteği kabul etmiş; ancak çekim esnasında konuyu biraz daha etkileyici hale getirmeye çalışmıştır. Bunu duyan Ayn Rand baş stüdyoya ulaşarak tüm konuşmanın olduğu gibi filme aktarılması isteğini yenilemiştir. Sonunda Rand kazanmış ve Vidor bütün konuşmayı çekmiştir. Bu sahne yaklaşık 6 dakika sürer. Bu, film tarihindeki en uzun konuşmalardan birisidir.
3. Yedinci Mühür (1957, The Seventh Seal, Ingmar Bergman)
Ingmar Bergman’ın yönettiği 1957 yapımı İsveç filmi. 1957 Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü kazanmıştır.
Orta Çağ’da savaştan bıkmış bir Şövalye, yanında bayraktarı ile Haçlı Seferleri’nden evine döner. Vebanın yol açtığı tahribatı görünce, böylesi bir ızdıraba neden olan Tanrı’dan kuşkulanmaya başlar. Çok geçmeden ölüm onu da ziyaret eder; ancak Şövalye kaderine boyun eğeceğine Ölüm’e meydan okuyarak onu bir satranç oyununa davet eder. Kaybederse canından olmaya razıdır.
Buna koşut bir öyküde ise, genç, masum ve iyimser bir çift bebekleri ile birlikte küçük bir akrobat grubu ile köy köy dolaşırlar. Yolculukları sırasında, bağnaz dinciler kırbaçlama törenleri düzenler ve Tanrı’nın emirlerini yerine getirmeye kendini memur etmiş umarsız kişiler şeytanın esiri köylüleri yakarken, hastalığa uğramış köylerdeki insanların korku içinde yaşadıklarını görürler. Acı çeken Şövalye bu çiftle karşılaştığı zaman, onların birbiri ile olan aşkıyla rahatlarken, meşum rakibi Ölüm, hepsinin kaderini tayin edecek olan son hamleyi yapmayı bekleyerek, uysal uysal bir kenarda oturmaktadır.
Bergman’ın, Tanrı’nın gövdesiyle bulutlanan bir dünyada insanın yaşamı üzerine varoluşçu eserlerinin ilki olan Yedinci Mühür, yönetmenin çocukluğunun etkisi altında geçirdiği ideallerin baskısını hissettiği bir dönemde yapılmıştı.
Bir rahip oğlu olan Bergman, tıpkı Şövalye gibi, modern dünya topyekûn savaşları ve nükleer psikozu ile dini bir bakışı yalanlıyor görünse de, inancın sorunlarından kendini kurtaramıyordu. Seyrek, stilize tematik diyaloğu, ağırbaşlı ses efektleri ve vakur, melankolik müziğiyle Yedinci Mühür, dinsel deneyimin hem daha hafif hem de daha karanlık yanlarının nüfuz ettiği, belki biraz saplantılı, ama yine de çarpıcı bir film olarak varlığını günümüzde de sürdürüyor.
4. Tatlı Hayat (1960, La Dolce Vita, Federico Fellini)
Yönetmenliğini Federico Fellini’nin üstlendiği 1960 yapımı Fransız-İtalyan filmi.
Tuhaf gazeteci Marcello Rubini zengin ve şöhretli İtalyan aristokrasisine dair söylentilerin yayınlanacağı bir köşede yazması için Roma’da çalıştığı gazete tarafından görevlendirilir. Marcello, bir partiden diğerine geçmekte, bu esnada da sosyetenin en güzel, en ilginç insanlarıyla tanışmaktadır. Bu başlardan tatlı görünen hayat, zamanla Marcello’yu daha yalnız, daha ucuz bir insan haline getirir. Bol içki ve dansla kapattığı geceler Marcello’yu hem bedenen hem de zihnen yavaş yavaş yok etmektedir.
Açılış ve kapanış sahnelerinde, ahlaki çöküşün İtalya’ya getirdiği sonuçların altını çizen Dante’ye zekice dokundurmalar vardır, ki o sıralarda İtalya’da faşizmin yeniden doğuşu siyasi dengede bir farklılık oluşturuyordu.”Tatlı Hayat”taki ahlaki ortam Fellini’nin her filminde yansıtılır, fakat görkemli ölçeği, merhametli veya sevimli bir kahraman kullanmaması ve karikatürlerinin isabetliliği açısından en etkileyici çalışmasıdır. İlk başarısının cinsel temaları gözü pek ve sansasyonel bir tarzda ele almasında yattığı söylenir.
Aslında, 1950’lerin sonunda İtalya’da, ulusal sinemada bir yenilenmenin habercisi olarak ortaya çıkan üç filmden biridir. Diğerleri Michelangelo Antonioni’nin L’avventura ve Luchino Visconti’nin Rocco e i suoi fratelli adlı filmleridir.
5. Maud’la Bir Gece (1969, My Night at Maud’s, Eric Rohmer)
Maud’da Gecem, Maud’la My Night olarak da bilinir, Éric Rohmer’in 1969 Fransız Yeni Dalga drama filmi. Six Moral Tales dizisinin üçüncü filmi. Film, sadece birinin diğer üç kişiyi tanıdığı dört kişi arasında gelişen sohbetleri ve tanışma anlarını anlatıyor.
6. Aşk ve Ölüm (1975, Love and Death, Woody Allen)
Love and Death, Woody Allen tarafından yazılıp yönetilen bir 1975 Amerikan komedi filmidir. Allen ve Diane Keaton’ın Napolyon Dönemi’nde yaşayan sahte felsefi tartışmalara giren Ruslar Boris ve Sonja rolünde oynadığı Rus edebiyatı üzerine bir hiciv.
7. Merhaba Dünya (1979, Being There, Hal Ashby)
Merhaba Dünya 1979 ABD yapımı politik komedi filmidir. “Being there” İngilizce’de “Doğru zamanda doğru yerde bulunmak” anlamına gelen bir deyimdir. Film çevrildikten tam 5 yıl sonra 1984 yılında Türkiye’ye gelmiş ve sinemalarda “Merhaba Dünya” ismi ile gösterime girmişti. Yıllar sonra piyasaya çıkan DVD’lerinde ise “Bir Yerde” ismi kullanılmıştır.
Senaryosunu Polonya asıllı Amerikalı yazar Jerzy Kosinski’nin 1971 yılında yayınladığı aynı adlı kendi romanından uyarlayıp yazdığı filmin yönetmeni Hal Ashby’dir. Önemli rollerinde Peter Sellers, Shirley MacLaine, Melvyn Douglas, Jack Warden, Richard Dysart ve Richard Basehart oynamışlardır. Bütün hayatı boyunca bahçesinde çalıştığı malikânenin dışına çıkmamış olan kendi halinde, saf biraz da zekası kıt bir bahçıvan, işvereni ölünce kendini sokakta bulur. Dış dünya hakkında bildiği her şey sadece televizyonda seyrettikleri ile sınırlı olan bu safdil bahçıvanın ara sıra sarfettiği sözler bilgelik zannedilince bunlardan derin anlamlar çıkaran etkili bir politikacının himayesine girer, Washington sosyetesinde basamakları hızla tırmanırken ABD başkan adaylığı teklifi bile alır.
Filmdeki performansı ile Melvyn Douglas En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Akademi Ödülü’nü ve Sinema Dalında En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Altın Küre Ödülü’nü alırken, Jerzy Kosinski’ye BAFTA En İyi Senaryo Ödülü, Peter Sellers’e de Sinema Dalında En İyi Aktör Altın Küre Ödülü verildi. Bu politik taşlama Peter Sellers’ın (d.1925 – ö.1980) sondan bir önceki filmi idi, ancak kendisi hayatta iken gösterime girdiği için “Merhaba Dünya” son filmi olarak kabul edilmektedir.
8. Andre ile Akşam Yemeği (1981, My Dinner with Andre, Louis Malle)
Louis Malle’nin yönettiği, bir akşam yemeği boyunca iki eski arkadaşın birçok farklı konu üzerine yaptığı iki saatlik konuşmanın bizlere sunulduğu felsefe ağırlıklı bir film olan My Dinner with Andre – Andre ile Akşam Yemeği, baştan sona tek bir mekanda geçiyor.
9. Bıçak Sırtı (1982, Blade Runner, Ridley Scott)
Bıçak Sırtı , Ridley Scott tarafından yönetilen 1982 tarihli ABD yapımı bilimkurgu filmidir. Başrollerde Harrison Ford, Rutger Hauer, ve Sean Young yer almıştır. Philip K. Dick’in Android’ler Elektrikli Koyun Düşler mi? adlı romanını temel alan senaryoyu Hampton Fancher ve David Peoples yazmıştır.
Filmin hikâyesi 2019 yılının Los Angeles’ında geçer. Sorun çıkaran replicantları öldürmek ile görevli “Bıçak Koşucuları” adlı polis birimine üye olan Rick Deckard (Harrison Ford), köle gibi çalıştırılmaktan bıkıp dünyanın dışındaki bir yerde Nexus 6 isyanını düzenleyen replicantları öldürmek ile görevlendirilir. Replicantlardan biri olan Roy Batty’nin (Rutger Hauer) amacı yaratıcısı Dr. Eldon Tyrell’i (Joe Turkel) öldürmektir.
10. Barton Fink (1991, Barton Fink, The Coen Brothers)
Barton Fink, Ethan ve Joel Coen kardeşler’in yazdığı, yönettiği ve yapımcılığını üstlendiği 1991 ABD yapımı film.
Konusu 1941 yılında geçen filmin başrollerinde, Hollywood’daki bir film stüdyosu için senaryo yazmak üzere işe alınan New Yorklu oyun yazarını canlandıran John Turturro ile yazarın kalmakta olduğu harap durumdaki Hotel Earle’de yan komşusu olan sigorta satıcısını canlandıran John Goodman yer alır.
Coen kardeşler filmin senaryosunu, diğer bir filmleri Miller’s Crossing‘in yazımında yaşadıkları bir çıkmaz sırasında, üç haftalık bir dönemde yazdı. “Miller’s Crossing”in tamamlanmasından kısa bir süre sonra “Barton Fink”in çekimlerine başlandı.
Filmin ilk gösterimi Mayıs 1991’de Cannes Film Festivali kapsamında yapıldı. Film, Altın Palmiye‘nin yanı sıra en iyi yönetmen ve en iyi erkek oyuncu (Turturro) ödüllerini de kazandı. Dünya genelinde eleştirmenlerden olumlu yorumlar almasına ve Akademi Ödülü’nde 3 dalda aday gösterilmesine rağmen film, 9 milyon dolarlık tahmini bütçesinin ancak üçte ikisi olan 6 milyon dolar civarında hâsılat elde etti.
“Barton Fink”teki iki baskın tema, yazarlık süreci ve eğlence prodüksiyonları kültürüdür. Filmde Hollywood dünyası ile Broadway dünyası arasındaki zıtlıklar gösterilir. Yüksek kültür ile alçak kültür arasındaki yüzeysel farkların irdelenmesinin yanı sıra filmde faşizm ve II. Dünya Savaşı; eğlence endüstrisindeki iş koşulları ve kölelik; entelektüellerin “sokaktaki adam” ile nasıl ilişki kurdukları gibi temalar da işlenmiştir. “Barton Fink”te yer alan unsurların çeşitliliği sebebiyle film, herhangi bir türe doğrudan dahil edilememekte, bu yüzden de kara film, korku filmi, Künstlerroman ya da buddy film olarak değerlendirilmektedir.
11. Bağımlılık (1995, The Addiction, Abel Ferrara)
Bağımlılık, Abel Ferrara tarafından yönetilen ve Lili Taylor, Christopher Walken ve Annabella Sciorra’nın başrollerini paylaştığı 1995 Amerikan vampir korku filmidir. Edie Falco ve Kathryn Erbe yardımcı rollerde yer alıyor.
Kathleen, üniversite öğrencisi genç bir kızdır. Bir gün okul çıkışı evine dönen genç kız, dişi bir vampir tarafından ısırılacak ve olaylar gelişecektir.
Geleneksel vampir filmlerinin dışında bir tarzı olan The Addiction – Bağımlılık, toplam 5 ödül kazanmış bir yapım.
12. Truman Show (1998, The Truman Show, Peter Weir)
The Truman Show Andrew Niccol tarafından yazılan ve Peter Weir’ın yönettiği 1998 yapımı bir filmdir. Filmde Jim Carrey, Laura Linney, Ed Harris ve Natascha McElhone gibi yıldızlar yer almıştır. Film 71. Oscar ödüllerinde En İyi Yönetmen, En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve En İyi Özgün Senaryo dallarında oscara aday gösterilmiş fakat her üç dalda da ödülü kazanamamıştır.
The Truman Show ABD’de 125,618,201 $, uluslararası olarak 138,500,000 $ hasılat ile toplam kazancı 264,118,201 $’a ulaşmıştır. Film ABD’de gösterime girdiği hafta sonu 31,542,121 $ gelir elde etmiştir.
Truman Burbank, kartpostalları aratmayacak güzellikte bir adada yaşamaktadır. Bir işi, evi ve çok sevdiği karısı vardır. Ancak Truman dışında herkes bunun bir oyun olduğunu bilir. Truman’ın yaşamı gerçek sandığı bu stüdyolarda tam otuz yıldır, aralıksız olarak ve reklam vermeden bu yaşamı 24 saat boyunca canlı olarak televizyonda yayınlanmaktadır.
Truman’ın annesi, babası ve eşi kısacası tüm ailesi de sahtedir. Çocukluğunda bile dış dünyanın olmadığı Truman’a ikna edilmeye çalışılmıştır. Okullarında kaşiflik gibi dış dünyanın görülmesine sebep olacak meslekleri özenmesine izin verilmemiştir. Bir gün sudan korkutulmaya çalıştırılmak için ve sahte babasının bu sahte hayatı sürdüremeyeceğini söylediği için kayıkta babasının denizin dibinde boğulma sahnesini yaratılmıştır.
Lise yıllarında karşılaştığı bir kıza âşık olmuştur, ama bütün oyuncular tarafından bu kızdan ayrılmasını istemiştir. Kızın sahte adı Lauren’dir ama kızın sahte babası tarafından söylenti Fiji Adaları’na kaçıp diziden alındığında gerçek adının Sylvia ve bütün bunların bir düzmece olduğunu anlatmıştır.
Truman bu ana kadar hiç şüphelenmemiştir, ta ki babasını caddeden geçen insanlar arasında görünceye kadar… Zaten sahte eşinin evlilik fotoğrafında bir yalan işareti yaptığını da gördüğünde tüm gerçekleri öğrenmeye başlamıştır. O zaman 30 yaşına girdiği bölümde dizinin yönetmenine direnmiş ve sonunda gerçek dünyaya ulaşmıştır.
13. Matrix (1999, The Matrix, The Wachowskis)
Matrix serisi, temel olarak Matrix, Matrix Reloaded ve Matrix Revolutions olmak üzere 3 sinema filminden oluşur. Tüm filmler aynı sanal dünyada geçer.
14. Akıl Defteri (2000, Memento, Christopher Nolan)
Akıl Defteri, Christopher Nolan tarafından yazılıp yönetilen, 2000 yılı Amerikan yapımı psikolojik gerilim filmidir. Nolan filmin senaryosunu, kardeşi Jonathan Nolan tarafından yazılmış kısa hikâye “Memento Mori”den uyarlamıştır. IMDb’de tüm zamanların en iyi filmleri arasında yer almaktadır.[1] BBC tarafından yayımlanan ve dünya çapında 117 film eleştirmenin görüşleriyle oluşturulan “21. Yüzyılın En İyi Filmleri” listesinde 25. sırayı almıştır.
Memento, özellikle de doğrusal olmayan kurgusuyla Nolan’a büyük beğeni getirmiştir. Filmin sondan başa doğru ilerleyen kurgusu, anlatıcının “gerçek zamanlı” hikâyesiyle iç içe geçer. Nolan bu kurguyla izleyiciyi hafıza sorunu olan ana karakterin koltuğuna oturtmayı amaçlamıştır. İzleyici olayları ana karakterle eş-zamanlı olarak yaşar ve gelişmeleri onunla birlikte keşfeder.
Memento, eski bir sigorta müfettişi olan ve ender rastlanan bir unutkanlık hastalığına (anterior grade memory loss) yakalanan, karısının öldürüldüğü andan itibaren yeni hiçbir olayı hatırlamayan Leonard’ın hikâyesini anlatır. Leonard kim olduğunu bilmesine ve geçmişini hatırlamasına rağmen yeni bir anı sahibi olamamaktadır. Bir yandan hafıza sorunuyla baş etmeye çalışırken bir yandan da intikam almak için karısının katilini aramaktadır.
15. Hayata Uyanmak (2001, Waking Life, Richard Linklater)
Hayata Uyanmak, yönetmenliğini Richard Linklater’ın yaptığı, 2001 Amerika yapımı kurgu belgesel tarzında animasyon, drama filmi. Film, gerçekliğin doğası, rüyalar, bilinç, hayatın anlamı, özgür irade, varoluşçuluk gibi geniş bir yelpazede felsefi konular üzerine keşfe çıkıyor.
16. Tesadüfler (2004, I Heart Huckabees, David O’Russell)
I Heart Huckabees, senaryoyu Jeff Baena ile birlikte yazan David O. Russell tarafından yönetilen ve üretilen 2004 bağımsız bir komedi filmidir. Kendini tanımlayan bir “varoluşçu komedi” olan I Heart Huckabees, müşterilerinin hayatının anlamını araştırmak için işe alınan bir çift dedektifi takip ediyor.
17. Sil Baştan (2004, Eternal Sunshine of the Spotless Mind, Michel Gondry)
Sil Baştan (İngilizce özgün adıyla Eternal Sunshine of the Spotless Mind), Oscar kazanmış 2004 yapımı film.
Yönetmenliğini Michel Gondry’nin üstlenmiştir. Senaryosunu Michel Gondry, Charlie Kaufman ve Pierre Bismuth birlikte yazmıştır. Kaufman ve Bismuth En İyi Özgün Senaryo Akademi Ödülü’nü kazanmıştır. Filmin başrolünde Jim Carrey ve Kate Winslet yer almaktadır. Kirsten Dunst, Mark Ruffalo, Tom Wilkinson, Elijah Wood, Jane Adams ve David Cross da filmde rol almıştır.
Clementine Kruczynski (Kate Winslet) ile Joel Barish (Jim Carrey) bir kumsalda tanışırlar. Birbirlerinden çok farklıdırlar. Joel, içine kapalı ve mantıklı; Clementine, dışa dönük ve içgüdüleriyle hareket eden biridir. Birbirlerini severler. Sonra zamanla sorunlar başlar.
Ayrıca filmde Clementine’in saç renginin sürekli değişimi; ilişkideki süreyi ve duyguyu gösterir. İlk tanıştıklarında yeşil: ilişkilerinin yeni ve taze olduğunu, ilk başladıklarında kırmızı: sevgilerinin sıcaklığını ve giderek renginin solması bu ateşin giderek sönmesi ile turuncuya dönüyor. Son dönemlerinde ise mavi: daha soğuk, daha depresif bir renge boyuyor saçlarını.
18. Kaynak (2006, The Fountain, Darren Aronofsky)
Yönetmenliğini Darren Aronofsky ‘nin yaptığı başrollerini Hugh Jackman ve Rachel Weisz ‘in paylaştığı tarih,din,bilimkurgu ve fantastik öğeleri harmanlayan 2006 yapımı Amerikan romantik drama filmidir.Filmde ilk etapta Brad Pitt ve Cate Blanchett oynayacaktı.Ancak Warner Bros. başlangıçta 70 milyon $ olan filmin bütçesini daralttığı için yönetmen 35 milyon $ lık yeni bütçeyle başrollerde Hugh Jackman ve Rachel Weisz ‘le filmi çekmeyi başarmıştır.
Film 22 Kasım 2006 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada ‘da sinema salonlarında gösterime girmiştir. Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da 10.144.010 $ ve diğer bölgelerde 5.761.344 $ olmak üzere Dünya çapında toplamda 15.978.422 $ hasılat elde etmiştir.
Filmin 21. yüzyıldaki diliminde bilim adamı olan Tommy Creo, ölmek üzere olan kanser hastası eşi Izzi’yi kurtarabilmek için umutsuzca hastalığa çare bulmaya çalışmaktadır.
Bu sırada Izzi 16. yüzyıl İspanya ‘sında geçen bir hikâye yazmaktadır. Hikâyede Engizisyon tarafından toprakları elinden alınmakla tehdit edilen Kraliçe Isabella, sadık konkistador Tomás’ı İspanya ‘yı kölelikten kurtarabilmenin tek yolu olduğuna inandığı Hayat Ağacını araması için Maya ormanlarına gönderir. Hikâye İspanya ‘da başlayıp Xibalba denilen Nebula’da bitecektir ancak Izzi’nin hikâyeyi bitirecek kadar zamanı olmadığı için Tommy’den hikâyeyi bitirmesini ister.
26. yüzyılda ise uzay gezgini olan Tom uzaydaki gezintisi sırasında kendisini çok uzun sürelerdir rahatsız eden olayların arkasındaki gerçekleri keşfeder. Bu üç adamın hikâyesi tek ve ortak bir gerçeğe uzanmaktadır.