Cumhuriyet Gazetesi‘nin geçtiğimiz yıllarda bir süre yayınlanan ve daha sonra yasaklanan reklam filmlerinin sloganı idi bu başlık.
Karşı devrimci mütegallibe artıklarının küresel sermaye ile ortaklaşa demokratik, laik Türkiye Cumhuriyetini çökertme operasyonuna karşı devrimci bir duruş sergileyerek Cumhuriyetçileri örgütlenmeye ve direnmeye çağıran onurlu bir eylemin sloganı.
Maalesef bu örgütlenme gerçekleşemedi ve Türkiye de facto olarak küresel sermayenin güdümünde yeniden kurgulanıyor.
Benim amacım bu sloganı yeniden gündeme taşıyarak Cumhuriyetçilere “gaz” vermek değil. Bu olay beni aşar, haddimi bilirim.
Sonbaharın güneşli ılık günlerinde uzun doğa yürüyüşleri yaparım, kah taze söğüt mantarı toplarım, kah kuşburnu, ama asıl amacım ruhuma doğanın yaşam sevinci depolamaktır.
Dün yaptığım bu uzun, yorucu ve o kadar da zevkli yürüyüşümde, çok korkunç bir tehlikeyi gözlemledim.
Saatlerce ormanda, kırda dağ tepe aşarak gerçekleştirdiğim bu yürüyüşümde birkaç kara karganın dışında hiç bir kuş göremedim,
Oysa geçen yıllarda az dahi olsa serçe kuşlarına, karatavuklara, bor-zail kuşlarına rastlardım, dağ yamaçlarında sürüler halinde gökyüzünde vals yapan sığırcık kuşlarını seyrederdim, göçmen kuşların uzun yol telaşlarının son hazırlıklarını büyük bir zevkle “özellikle” seyrederdim.
Zaman zaman sincaplarla, ada tavşanları ile karşılaşıp çocuksu heyecanlar yaşardım, HEY HAT!
Saatlerce doğanın koynunda yürüyüp üç beş yorgun yılkı atından başka bir canlı ile karşılaşmamış olmak bana “Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan” bu cennet vatan parçasının gerçekten çok büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğunun işaretini verdi.
Din eksenli faşist devlet yapılanması bu tehlikenin yanında “çocuk oyuncağı bile sayılmaz, sosyolojik bir vak’a dır “su akar yatağını bulur” Cumhuriyetin ve demokrasinin erdemlerini yaşamış olan uluslar bu tattan mahrum edilseler bile bu gelip gecen bir süreçtir.
Yedi düvel emperyal devletlere karşı onurlu bir KURTULUŞ savaşı verip kuruluş manifestomuzdaki fabrika ayarlarına döneriz ama yok edilmiş bir doğayı asla geri getirmek olası değildir.
Sonbaharın en güzel demlerinde Karadeniz coğrafyasında saatlerce süren bir doğa yürüyüşünde bir tane bile kuşa rastlamamak tesadüfle açıklanamaz.
TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ ?
Cemil Biçer
Ana resim: Eduardo Pola – Nature´s Revenge/ Pencil 70X100 cm.
