Teknoloji ile insanlık arasında yaşanan tarifsiz aşk, inkar edilemez bir seviye ulaştı. Bu aşka tanıklık edenlerin ise dillerine pelesenk olmuş bir cümle var: “Artık kimse okumuyor!” Peki, gerçekten insanlık bir şeyler okumaktan vazgeçti mi?
Çok şükür ki, hayır…
Eğer öyle olsaydı, 2011 yılında Londra‘da dünyanın ilk ve tek yüzen kitapçısı açılmazdı.
Jonathan Privet ve onun iş ortağı Paddy Screech, bu işten önce Regents Kanalı yakınlarında bir kitapçı işletti. Ancak yükselen kira bedelleri ve internetten kitap satışı yapan web siteleri yeni bir fikir üretmelerine sebep oldu: “Word on Water” (Sudaki Sözler)
“İstediğimiz tek şey, kanaldan ayrılmamaktı. Bu kadar popüler olmayı beklemiyorduk, çünkü hiç tanıtım yapmamıştık. Geçenlerde attığımız bir tweet neredeyse bir milyon kişi tarafından retweetlendi. Bu inanılmaz!” diyor Paddy Screech.
“Sudaki Sözler” teknesi her 15 günde bir farklı bir durağa demirliyor, 15 günün sonunda yeniden demir alarak Londra’nın bir diğer köşesine uğruyor. Kitapçıda, halk ve hayır kurumları tarafından bağışlanan kitaplar satılıyor: “Burada tamamen imece usulü bir yardımlaşma var.”
Tekne ve kitaplıkların hayli eski olmasıyla ilgili sorulara Paddy cevap olarak: “Evet biraz eski ama bugünlerde herkes vintage seviyor, insanlar eskilere yönelmiş durumda. Bu durum, popüler kültürün insanlarda kusma hissi uyandırmasıyla başlayan bir manifestoymuş gibi görünüyor.”
Son olarak şunları söylüyor Paddy Screech: “Kitapçılar, insanlar kitap okumadığı için değil; yüksek kira bedellerini ödeyemediği için kapanıyor. Yoksa kitap okumak hiç bitmeyecek bir tutku, duyarlı insanlar hala kitap okumayı seviyor.”
(www.nolm.us)