Sanat Tarihinden İlham Veren 5 Popüler Çıplak Resim
Çıplaklık, şüphesiz ki sanatın en girift konularından biri. Temalar, teknikler, üsluplar, anlamlar farklı olsa da bir resme çıplaklığın dahil olması, onu başrole taşımaya yetiyor.
İşte Sanat Tarihinden 5 Çıplak Resim
1. “Venüs’ün Doğuşu” Botticelli (1482-1485)

Sanat tarihinin en popüler resimleri arasında yer alan ve pek çok başka sanat eserine ilham veren bir resim: Venüs’ün Doğuşu. 15. yüzyıl İtalyan resminin bir sembolü haline gelen bu tablo sembollerle dolu, anlamlarla yüklüdür.
Venüs’ün doğuşuna dair mitolojik efsanelerden biri şöyledir. Kronos, babası Uranüs’ün egemenliğini yıkar ve onun cinsel organını keserek denize atar. Venüs bu sayede denizin köpüğünden doğmuştur. Tıpkı Botticelli’nin tablosundaki gibi…
Resimde; deniz kenarında bir deniz kabuğunun içinden yükselen Venüs, güller saçarak saçlarını savuran bir rüzgara maruz kalıyor. Resmin sağında mevsim tanrıçaları Horae’den bir tanrıçaVenüs’ün utangaç vücudunu elinde tuttuğu pelerinle örtmeye çalışıyor. Çimenlerdeki menekşelerin, her ne kadar alçakgönüllülüğün sembolü olsalar da, sık sık aşk iksirlerinin yapımında kullanılan bir çiçek olduğunu unutmamak gerekir.
Resmin yapıldığı dönemde, yeni platoncu düşünce Roma ve Yunan kültür miraslarını Hıristiyanlık altında bir araya getirmeyi amaçlamaktadır. Yeni platoncu felsefi düşünceye göre ise eserin anlamı şudur: Hayatın itici gücü olarak aşkın ve ruhani güzelliğin doğuşu.
Eser şu anda Floransa’daki Uffizi Müzesi’nde sergileniyor…
2. “Amor Vincit Omnia” Caravaggio (1601–1602)
Caravaggio’nun bu eseri heyecanlı bir karşılaşmayı yansıtır. Resimde siyah kartal kanatları takmış Eros, bir masanın üzerinde oturur gibidir veya masadan inmektedir. Yüzünde rahat, kaygısız bir tebessüm vardır. Ressamın, ışığı Eros’un üzerine yönlendiriş şekli doğrudan onun çıplaklığını öne çıkarmaktadır.
Tabloda Virgil’in, Eclogues X.69’unda yer alan bir dize resmedilir: Omnia vincit amor et nos cedamus amori. Yani “Aşk her şeyi ele geçirir; hepimiz kendimizi ona bırakalım.” Bu yüzdendir ki medeniyetin tüm ürünleri Eros’un ayakları altındadır: Bir keman, ut, el yazmaları, kalem, notalar, zırh, gönye ve pergel, çiçekler, yapraklar ve bir taç… Caravaggio burada arzunun yıkıcı gücünü anarşist bir tavırla ortaya koyar. Medeniyetin tüm nimetleri arzunun ayakları altındadır.
3. “Çıplak, Yeşil Yapraklar ve Büst” Picasso (1932)
Picasso’nun 1927’de tanıştığı ve tanıştıklarında henüz 17 yaşında olan sevgilisi, yasak aşkı Marie-Thérèse Walter, sanatçının birçok resmine ilham kaynağı veya model olmuş; Picasso, Walter’ın yüzünü, vücudunu, tuval üzerinde defalarca yorumlamıştır. Bu resim de işte o yorumlardan biri…
Picasso’nun bir günde yapıp bitirdiğini söylediği tabloda çıplak kadını, yani Marie-Thérèse Walter’ı, gizemli bir perdenin önünde uzanmış halde görürüz. Kadına bir büst, bir de devetabanı bitkisi eşlik etmektedir. Büstün, arkadaki perdeye düşen iki gölgesi, ortamın öndeki beyaz çıplak tarafından aydınlatıldığı hissini yaratmaktır.
2010 yılında 106.5 milyon dolara satılan bu nü resim, gelmiş geçmiş en pahalı tablolar arasında…
Bilinmesi Gereken 21 Tablo ve Hikayesi
4. “Davut”, Michelangelo (1501-1504)

O hem sanat tarihinin hem de popüler kültürün en bilinen imajlarından biri: Davut heykeli. Davut’un Golyat’a saldırmayı hedeflediği anı gösteren bu dev heykel, deyim yerindeyse Rönesans’ın gözbebeği…
Michelangelo’nun, bu eserinde, mermer bloğa şekil değil can verdiğini söylesek pek yanlış olmaz. Yapımında insan anatomisinin oranlarına doğrudan uyulmayan bu eserde baş ve üst vücut, alt vücuda göre büyüktür. Bunda, heykelin yüksek bir kaideye oturtulmak üzere yapılmış olması etkili olabilir. Çünkü bu şekilde heykele aşağıdan bakan biri, oranları “olması gerektiği gibi” algılayacaktır.
Davut, halkın takdirine sunulur sunulmaz, Michelangelo “Floransa’nın en büyük heykeltıraşı” unvanını kazanır. 5.17 metre boyundaki bu “çıplak”, hem sakin hem güçlüdür. Hem kararlı hem de enerji yüklü… Michelangelo, bu eserinde Yunan sanatının çok bilinen bir temasını Rönesansla yoğurmuş ve ortaya bir şaheser çıkarmıştır.
5. “Büyük Odalık”, Ingres (1814)
Anatomik gerçeklikten uzakta, ince uzun bir çıplak kadındır Ingres’nin bu tablosunda resmedilen. Adı üzerinde, bir odalık veya cariye…
Tabloyu, Napolyon Bonapart’ın kız kardeşi Napoli kraliçesi Caroline Murat sipariş etmiştir. Farklı akımların eklektik bir karışımı olan tabloda romantik temalar klasik formlar kullanılarak işlenmiştir. Eleştirmenler Ingres’i çağdaş stile, içeriğe ve formlara isyan eden bir ressam olarak görmüşlerdir.
Ingres “Büyük Odalık”ı yaparken en çok Jacques-Louis David’in Madame Récamier’in Portresi’nden esinlenmiştir. Ressamın bu eseriyle ilgili en çok eleştirildiği nokta ise anatomidir. Kadının uzun ve ince bedeni, sanki birkaç omur fazlası varmış gibi görülmektedir. Zamanla yapılan çalışmalar Ingres’in resimdeki bedeni kasıtlı olarak uzattığını göstermiştir.
Tablo halen Paris, Louvre Müzesi’nde sergileniyor.
(www.nolm.us)