Shopping Cart
Total:

$0.00

Items:

0

Your cart is empty
Keep Shopping

Sanat Eğitiminde Bütünlük – Atilla Özkırımlı yazdı…

Sanat eğitimi, niteliği gereği bir bütünlük taşımak zorunda olduğuna göre, değişik sanat dallarındaki eğitim uygulamalarında, yeteneklerin işlenmesinin yanısıra bilinçli sanat adamları yetiştirerek toplumun sanatsal birikimine, ileriye dönük gelişimine katkıda bulunmak gerekmektedir. Sanat eğitiminin toplumsal bir işlev kazanabilmesi ancak bu yolla olasıdır. Bu ise duygu ve düşünüş eğitiminin gerçekleştirildiği, çağdaş bir duyarlık ve davranış ölçüsünün aşılandığı, araştırıcı, eleştirel bir kafanın kazandırıldığı eğitim – öğretim düzeniyle sağlanabilir.

Bilindiği gibi Türkiye’de konservatuvarlar öğrencilerini ilköğretimden, akademilerse ortaöğretimden geçtikten sonra almaktadırlar. İki durumda da sözünü ettiğim sanat eğitiminin bütünlüğü ilkesi hayata geçirilememektedir. Birçok kurumun işleyişinde gördüğümüz gibi, amaçlar yüce, erişilmez ve kutsal kavramlar olarak yönetmeliklerde durmaktadır.

Nitekim konservatuvarlar öğrencilerini ilkokuldan sonra aldıkları için yetenek eğitiminin yanısıra bilinçli sanatçılar yetiştirmek görevini de üstlenmiş olmaktadırlar. Bu amaçla başlangıç ve orta bölümlerinin programlarına kültür dersleri adı altında bir dizi ders de konulmuştur. Ama uygulamada istenilen amaca ulaşılması olanaksızdır. Ders saatlerinin sınırlılığı bir yana, ortaöğretim müfredatına bağlı kalınması ve konservatuvarlar için ayrı bir kültür dersleri programı geliştirilmemiş olması konuyu daha baştan çıkmaza itmektedir. Çünkü, söz gelimi edebiyat derslerinin sanat eğitimi yapılan bir kurumda öz ve biçim olarak lise düzeyinde yürütülmesi yanlıştır. Bir lise öğrencisine birtakım edebiyat bilgilerini öğrenmek yetebilir. Ama geleceğin sanatçısı olacak bir öğrencinin edebiyatı kavraması, duyması, edebiyatla beslenmesi gerekir. Üstelik olumsuzluk bu noktada da kalmamakta, programda yer alan kültür derslerinin uygulamada ortaöğretimle denkliği sağlama unsuru olarak görülmesine yol açmaktadır. Doğallıkla bu da kültür derslerine gereken önemin verilmemesi tutumunu doğurmaktadır. Oysa ana soru şudur: ‘Bilinçle güdülmeyen bir el, bir kulak, bir beden, bir göz ne ölçüde eksiksiz ya da başarılı bir biçimde işlevini yerine getirebilir? Duygu ve düşünüş eğitiminden geçmemiş, kültürle bezenmemiş bir bilinç, bilinç sayılabilir mi?’

Akademik sanat eğitiminde de aynı eksiklik başka biçimde karşımıza çıkmaktadır. Öğrencinin ortaöğretimde belli alışkanlıkları ve belli bir kültürü edindiğinin varsayılmasıdır bunun nedeni. Uygulamadaki gerçekse bu değildir.

sanat-egitimi03Bilindiği gibi ortaöğretim kurumlarında sanat eğitimini amaçlayan dersler müzik, resim-sanat tarihi ve edebiyat dersleridir. Müzik, resim ve sanat tarihi derslerinin genelde, yönetmeliklerde ne yazarsa yazsın, uygulamada göstermelik dersler olduğu gerçeğini kimse yadsıyamaz. İşlendiği biçimiyle sanat tarihi dersleri öğrenciyi sanattan soğutmak için konulmuş gibidir. Elli, altmış kişilik sınıflarda araçsız, gereçsiz müzik ve resim eğitimi yapıldığını, yapılabildiğini söylemekse olanaksızdır. Bu durumda sanat eğitimi açısından bütün yük edebiyat derslerindedir. Lise öğretimini fen ve edebiyat bölümleri olarak ayırdığımıza, edebiyat derslerini belli bir eğitim programını gerçekleştirebilecek ölçüde tuttuğumuza göre, resim ve müzik dersleri için ileri sürdüğümüz savı yineleyemeyiz. Ama şu soruyu sorabiliriz: Uygulamadaki edebiyat dersleriyle edebiyat eğitiminden beklenen amaç gerçekleşmekte midir? Yanıt açık ve kesindir: Ortaöğretim kurumlarımızdaki edebiyat dersleri öğrencilere okuma zevki ve dil beğenisi kazandırmaktan uzaktır.

İşte akademik sanat eğitimi, böylesine belli amaçları gerçekleştirmekten uzak bir ortaöğretimden geçmiş öğrenciyi eğitirken işlevini yerine getiremeyen ortaöğretimin bıraktığı boşlukları da doldurmak zorundadır. Buysa, genel eğitim düzeninde gerekli değişimler sağlanıncaya dek, önce öğrencilere güzellikleri duyma, anlama, onlar üzerinde düşünebilme alışkanlıklarını vermeyi; sonra da duyduklarını ve düşündüklerini anlatabilme yeteneğini kazandırmayı amaçlayan bir eğitim prog­ramının geliştirilmesiyle olasıdır .

atilla-ozkirimli

 

 

Atilla Özkırımlı ( Cumhuriyet, 8.11.1979)

 

 

 

 

Comments are closed