Arda Kıpçak’ın ilk kitabı ‘Değişik’ Vapur Yayınları’ndan çıktı. 16 kısa öyküden oluşan ve “Bu kitap değişik!” diye başlayan arka kapak yazısı yenilik arayışı içinde olan okura alışılmışın dışında öyküler sunuyor.
Öykülerinde metropol insanı ile modern hayatın sorunlarına yer veren Arda Kıpçak, deneyselliğin hâkim olduğu özgün bir biçim ve kendine has bir üslup kullanıyor.
Okur odaklı bir yaklaşımı benimseyen yazar, okuma ya da yeniden yazma denilebilecek faaliyete onları dahil etmeyi amaçlıyor. Yer yer metnin kurgusal gerçekliğini fark ettirip unutturarak okuma faaliyetini bir tür oyuna dönüştürüyor.
Pek çok düşünür, yazar ve metne göndermelerde bulunan, yüzeydeki anlamının altında daha da fazlasını barındıran bu çok katmanlı öyküler, defalarca okunmayı hak ediyor ve her okuyuşta okura yeni keşifler vadediyor.
İnsanın Modern Hayatla İmtihanı
Öykülerine genel olarak modern hayatın zorlukları, büyükşehirde yaşam, insan ilişkileri, paranoya, kısır döngüler ve yabancılaşma gibi modernist temalar hâkim olan Arda Kıpçak; bu temaların işlenmesinde, büyükşehirde doğup büyümüş ama çevresine bir türlü uyum sağlayamamış karakterleri tercih ediyor ve genellikle karakterlerin kafalarının içindekileri olduğu gibi aktarılmaya imkân veren bilinç akışı tekniğini kullanıyor. Öykülerde ironik, esprili bir dil ve absürt bir anlatım göze çarpıyor.
Postmodernizmin Sınırlarını Zorlayan Deneysel Öyküler
Postmodernizmin edebiyatımızda çok karşılaşmadığımız parçalılık, pastiş, metinler arasılık, metakurgu, ironi gibi özelliklerinden yararlanarak genellikle parçalılığın öne çıktığı, kronolojik ilerlemeyen, zamanda ileri geri sıçramalar yapan anlatıların olduğu öyküler kaleme alan yazar, farklı bakış açıları ve anlatıcı kişilere yer verdiği öykülerinde, bu kişilerin anlatılarını bilinç akışı tekniğini kullanarak ustaca aktarıyor. Farklı edebi türleri ve yazın formlarını bir araya getirerek yaptığı pastişlerde ise deneyselliğin ve postmodernizmin sınırlarını zorluyor.
Okuma Faaliyeti “Yeniden Yazım”dır
Metinler, okuma faaliyetini “yeniden yazım” olarak gören, okur odaklı yaklaşım benimsenerek yazıldıklarından, okuru metne dahil etmeyi amaçlıyor ve böylece metni anlatıcı ile okur arasında bir nevi oyuna dönüştürüyor. Meta kurgu ya da üst kurmaca ile anlatıcıyı kullanarak okura, metnin kurgusal gerçekliğini fark ettirip unutturarak kurgusallığı sürekli hatırlatıyor ve ilginç bir deneyim sunuyor.
Vadettiklerini Gerçekleştiriyor
Biçimsellik üzerine yoğunlaşan öyküler, ilk okuyuşta zor anlaşılır gibi görünseler de birçok yazar, düşünür ve metne göndermeler yaparak metinlerarası bağlantılar ile klasik metinlere gönderme yapıyor. Vadettiklerini fazlasıyla gerçekleştiren bu çok katmanlı öyküler birden fazla okumayı hak ediyor ve okurun her okuyuşta yeni şeyler keşfetmesini hedefliyor. Özgün bir biçimin kullanılmasıyla, monotonlaşmış içeriğe okuyucuya haz verme kabiliyeti kazandırılıyor. Öyküler, bu bakımdan özellikle yenilik arayışındaki okuyucu kitlesinin ilgisini çekecek gibi görünüyor.
Arda Kıpçak kimdir?
1986 yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra, lise ve üniversite eğitimi için İstanbul’a geldi. 2004 yılında Hukuk Fakültesine başlayıp, 2010 yılında İstanbul Barosu’na avukat olarak kaydoldu. 2011 yılında İngiliz Dili ve Edebiyatı alanında yüksek lisansa başladı ve J. D. Salinger’ın eserlerini psikanalitik açıdan incelediği bir tez yazdı. 2013 yılından bu yana İngiliz Dili ve Edebiyatı alanında doktora yapmaktadır. YeniCikanlar.com‘un yanı sıra Kitapçı, Kurşun Kalem, Libido, 221B ve Varlık dergilerinde öykü ve makaleleri yayımlanmıştır.
