Customise Consent Preferences

We use cookies to help you navigate efficiently and perform certain functions. You will find detailed information about all cookies under each consent category below.

The cookies that are categorised as "Necessary" are stored on your browser as they are essential for enabling the basic functionalities of the site. ... 

Always Active

Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.

No cookies to display.

Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.

No cookies to display.

Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.

No cookies to display.

Performance cookies are used to understand and analyse the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.

No cookies to display.

Advertisement cookies are used to provide visitors with customised advertisements based on the pages you visited previously and to analyse the effectiveness of the ad campaigns.

No cookies to display.

Shopping Cart
Total:

$0.00

Items:

0

Your cart is empty
Keep Shopping

‘Özcan Kaplan’ın Sanatı Üzerine Konuşmalar – Oğuz Kemal Özkan yazdı…

Özcan Kaplan‘ın ‘Kapalı Ağızla Konuşmalar’ adlı sergisi Dirimart Nişantaşı‘nda açıldı. Sergi açılışı öncesi Dirimart Yayınları tarafından yayımlanan ‘Özcan Kaplan’ kitabının tanıtımı yapılırken küratör, sanat eleştirmeni ve Städel Museum Çağdaş Sanat Bölümü Başkanı Dr. Martin Engler de Özcan Kaplan’ın sanatı üzerine bir konuşma yaptı. Sanatçı ve izleyici ile bir sohbet havasında geçen konuşmada uzun yıllardır Frankfurt’ta çalışmalarını sürdüren Özcan Kaplan‘ın sanatı ile ilgili önemli bilgiler verildi.

Dr. Martin Engler sanatçının eserlerinde önemli bir özellik olarak dikkati çeken hüzün, kasvet ve koyu tonların resimlere uzaktan bakıldığında davetkar olmayıp bir tepki göstergesi ve sert bir obje gibi durduğunu ama yaklaştıkça yüzeyin altında gizlenen anlamın ortaya çıktığını vurgularken, bu durumun sanatçıyı özgünleştirdiğini belirtti. Gri renkleri kullanan sanatçının resimleri dikkatli bir şekilde izlenince renklerin arasında ki ustaca geçişler yakalanıyor ve o sert obje bir anda izleyiciyi duygu yoğunluğuna sürüklüyordu.

Bu noktada Dr. Martin Engler sanatçının resimleri yapma süresini öğrenmek istedi. Ancak sanatçı bu soruyu, resim yapmanın bir süresi, bir süreci olmadığı, değişkenlikler arz ettiği ve bunun her sanatçı için geçerli olmasından ötürü saçma bir soru olduğu şeklinde yanıtladı. Martin Engler’e göre eserlerinin yanında sanatçı ile birlikte iken konuşmak tuvalle sanatçı arasına giriyormuş gibi hissettirse ve sanatçının resimlerini tamamlama süreci ne kadar değişken olsa da ne kadar emek ve zaman harcadığı anlaşılıyordu.

Konuşmalarda ayrıca Özcan Kaplan‘ın resimlerinin batıda ‘mutlu resimler’ olarak yorumlandığı ve batı geleneğini okuyan ama kendi tarzını yaratan bir sanatçı olarak görüldüğü vurgulandı.

Sanatçı Özcan Kaplan da batı geleneğini ya da sanat akımlarını izleme gibi bir kaygısı olmadığını kendisinden önce de resimler yapıldığını ve yapılmaya devam edileceğini, kendisinin asıl amacının insanlarda duygu oluşturmak olduğunu belirtirken bu amacını bir yazarın sözüyle örnekledi: ‘Sanatçılardan nefret ediyorum, beni ağlamaya zorluyorlar.’

Özcan Kaplan ‘duyguları değiştirmek gibi bir amacı olup olmadığı’ şeklinde ki sorumuza resimlerinde ki duyguyu izleyicinin yakalaması gerektiğini, batı geleneğinde bulunan ‘resimlerde gördüğünüz anladığınızdır.’  anlayışından farkının ‘duygu anlatımı’ olduğunun altını çizdi.

Aslında bu sergiye konulan, sanatçının deyimiyle düşündüklerini söyleyemeyenlere ithaf edilen ‘Kapalı Ağızla Konuşmalar’ başlığını da Hüsnü Arkan‘ın Mino’nun Siyah Gülü adlı kitabında yazdığı sözler özetliyordu: ‘Bizim şu karnımız var ya! Konuşmayıp da sustuklarımız, içimize attıklarımız, şiştiklerimiz, şişip de istifra edemediklerimiz. İşte bunlar bizi başka biri yapıyor.’

Dr. Martin Engler, Özcan Kaplan’ın hiçbir sanat geleneğine dahil olmadığını, hatalarıyla, yenilikleriyle, doğu-batı senteziyle kendi bakış açısını ortaya koyduğunu söyleyerek, Özcan Kaplan alışılageldik ‘sanatçı oldum’ tavırlarından uzak samimi ve net cevaplarıyla, Dirimart da önemli bir sanatçıyla sanatseverleri buluşturarak farklı ve değerli bir sanat saati yaşattılar. Böyle sanatçı konuşmalarının ve buluşmalarının artması dileğiyle.

Oğuz Kemal Özkan

img_0230

img_0238

img_0235

img_0232

Kitap devrimi hayatt

Comments are closed