Customise Consent Preferences

We use cookies to help you navigate efficiently and perform certain functions. You will find detailed information about all cookies under each consent category below.

The cookies that are categorised as "Necessary" are stored on your browser as they are essential for enabling the basic functionalities of the site. ... 

Always Active

Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.

No cookies to display.

Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.

No cookies to display.

Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.

No cookies to display.

Performance cookies are used to understand and analyse the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.

No cookies to display.

Advertisement cookies are used to provide visitors with customised advertisements based on the pages you visited previously and to analyse the effectiveness of the ad campaigns.

No cookies to display.

Shopping Cart
Total:

$0.00

Items:

0

Your cart is empty
Keep Shopping

Okumaya başladığınız kitap kötü ise onu bitirmek mi gerekir?

Mina Urgan’ın seksen üç yıllık bir ömrün anı ve tanıklıklarını bir araya getirdiği ve yakın tarihi anlattığı ‘Bir Dinozorun Anıları’, 88 baskı yapan bir kitap. İşte bu anı kitabında Urgan, başlıktaki sorunun da cevabını veriyor.

Mina Urgan, ‘Bir Dinozorun Anıları”nda açık yürekli, yalın ve naif bir dille anlatıyor; kendini, çevresindekileri ve bu coğrafyada olan biteni. Bir Dinozorun Anıları, anıların eksenine Mîna Urgan‘ı oturtmakla birlikte Atatürk‘ten Halide Edip‘e, Necip Fazıl, Abidin Dino, Neyzen Tevfik, Sait Faik ve Yahya Kemal‘den Ahmet Haşim‘e sayısız tanıklık ve bu tanıklık aracılığıyla çizdiği panoramayla da çok önemli bir belge niteliği kazanmıştır.

Daha sonra Urgan, ‘Bir Dinozorun Gezileri’ni kaleme aldı ve bu kitap da büyük ilgi gördü. İki kitabı da büyük satış rakamlarına ulaşmış olan yazar, bu durumu ironik biçimde şu şekilde açıklamıştı:
“Kitaplarımın nasıl bu kadar sattığını anlamadım, hala da anlamıyorum. Nasıl satar benim kitabım. O kadar aykırıyım ki bu topluma. Çok satıyorum, acaba çok mu bayağı yazıyorum. Acaba yanlış bir şey mi yaptım?”

‘Başladığım kitabı, kötü de olsa bitirmek huyundan Fethi Naci’nin bir sözü sayesinde kurtuldum.’

Mina Urgan, ‘Bir Dinozorun Anıları” kitabında, okumaya başladığı bir kitap kötü de olsa bitirme huyundan nasıl vazgeçtiğini de şu sözlerle anlatıyor: Az ömrüm kaldığı için, kitapları seçerek, çok özenle seçerek okuyorum artık. Kısıtlı vaktimi yeni ama değersiz bir kitaba harcayacağıma, daha önce birkaç kez okuduğum ve sevdiğim kitapları yeniden okumayı yeğ tutuyorum. Başladığım kitabı, kötü de olsa bitirmek huyundan Fethi Naci’nin bir sözü sayesinde kurtuldum: “Karpuzu kestin. Baktın ki kabak. Gene de zorla yiyecek misin o karpuzu?” demiş Fethi Naci.”

Bu iki kitaba KitapDevrimi.com’dan ulaşabilirsiniz: http://kitapdevrimi.com/urun-kategori/yazar/mina-urgan/

Comments are closed