Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi’nden Nâzım Hikmet üzerine yeni bir kitap
Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi bünyesinde Olcay Akyıldız ve Murat Gülsoy tarafından yayına hazırlanan ‘Şiir Dünyadan İbaret: Nâzım Hikmet Üzerine Yeni Çalışmalar’ kitabı Temmuz 2019 itibariyle Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi etiketiyle raflarda yerini aldı.
“-Şiir bunlardan mı ibaret yalnız, Doktor Bey?”
“-Şiir dünyadan ibaret.
Ve bugünkü dünyada yalnız bu dediklerim anlatılmaya değer.”
“Şiir dünyadan ibaret” diyen Nâzım Hikmet, edebiyat serüveninin en başından itibaren her şeyin şiire mevzu olabileceği düsturu ile yazdı. Bu bağlamda “Benerci Kendini Niçin Öldürdü” şiirinde ifade ettiği gibi gereksiz sanatlara başvurmadan “güneşin güneş gibi yükseldiği”, sözünü doğrudan söyleyen dizeler yazarken aşka, doğaya, teknolojiye, siyasete, tarihe dair meseleleri farklı sanat dallarından taşıyıp getirdiği deneysellikle harmanlayarak her zaman güncel kalabilen eserler verdi. Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi de bu çeşitliliği ortaya koyabilmek için Nâzım’ın sadece şiirine değil tüm alanlardaki üretim ve faaliyetlerine odaklanan bir kitap hazırladı.
Üç bölüme ayrılan kitabın ilk yazıları Nâzım Hikmet’in son dönem şiirlerine odaklanıyor. Nâzım’ın tiyatro ile ilişkisinin şiirlerine etkisini ele alan Veysel Öztürk‘ün “Gerçekçi Şiire Lirik Öz: Nâzım Hikmet’in Son Şiirlerinde Lirizm ve Melankoli” başlıklı yazısı Nâzım’ın son dönem şiirlerindeki değişimi ve lirizmin dönüşümünü Sovyet tiyatrosunun etkisi üzerinden değerlendiriyor. Erkan Irmak‘ın “Majörler Tükendi, Minörlere Yolculuk: “Saman Sarısı”nda Ses ve Yol” başlıklı ikinci yazı ise bu dönem şiirleri arasında en öne çıkan “Saman Sarısı”nı ele alıyor.
Kitabın ikinci bölümü Nâzım Hikmet’in çok yönlü bir sanatçı oluşuna ve farklı türlerdeki üretimine odaklanan yazılardan oluşuyor. Murat Gülsoy Jokond ile Si-ya-u kitabını incelerken tartışmasını Nâzım’ın resimle olan ilişkisi ile bağlantılı olarak yürütüyor. Fakiye Özsoysal ve Esra Dicle, Nâzım Hikmet’in uyarlama oyunlarını ele alırken, Oğuz Makal şairin sinemadaki macerasını anlatıyor yazısında. Bu bölümdeki yazılar farklı türlerin etkileşimlerini de ortaya koyarak Nâzım’ı okura farklı çehreleri ile tanıtmayı ve türler arası ilişkileri tartışmaya açmayı hedefliyor.
Kitabın son kısmı ise Nâzım Hikmet’in Türkçe şiire etkisi meselesi etrafında şekillenen ve birbiri ile konuşan üç makaleden oluşuyor. Bu bölüm bir yandan şairin etkisi hakkında doğrudan kendi şiirleri üzerinden yorum yapan şairlere yer verirken, diğer yandan da Nâzım Hikmet’in edebiyat tarihinde ele alınış biçimlerini ortaya koyarak Nâzım etkisi meselesini şairin ideolojik ve estetik yönleriyle bir arada tartışmaya açıyor.

Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi
Boğaziçi Üniversitesi’nde akademik bir birim olarak kurulan Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi, Nazım Hikmet’in anısını yaşatmak, arşivini ve bilgi-belge merkezini oluşturmak, eserlerini ve çok yönlü kimliğini kamusal alana açmak ve şairin Türkiye’de edebiyata, sanat ve kültür politikalarına yaptığı katkıları çok boyutlu bir biçimde değerlendirmek amacıyla kurulmuştur. Merkezin bir diğer önemli misyonu da Türkiye’nin kültür ve sanat birikimi hakkında yapılacak özgün çalışmaları desteklemektir. Bu doğrultuda merkezin hedefleri arasında edebiyat, yakın tarih, toplumbilim alanlarında araştırma projeleri yürütmek, konferanslar, atölyeler ve eğitim programları düzenlemek bulunmaktadır.