Her başarılı deneyin arkasında mutlaka bir kadın vardır. Başarısız deneylerin arkasında da kadınların bulunması olasıdır. Miles Davis, inişi, çıkışı ve rekabeti bol müzik yaşamında deneysel olmaktan bir türlü vazgeçmeyen bir sanatçıdır. En önemli deneylerinden bir tanesi ‘elektrik’ dönemindedir ve bu döneme damgasını vuran kara panter Betty Mabry’dir. Betty Mabry, Miles Davis ile tanıştıktan ve bir yıl evli kaldıktan sonra Betty Davis olarak anılacaktır.
Miles Davis, 1968’te Betty Mabry ile tanıştıktan ve evlendikten sonra gözle görülür şekilde bir değişim yaşar. Betty Davis, o dönemin Madonna’sıdır ve hatta Madonna’dan çok daha fazlasıdır. 1960’ların sonları ve 1970’lerin başı Vietnam Mücadelesi ile her türden otoriteyle mücadele içinde geçtiğinden; Bette Davis günümüz Madonna’sının çok üstünde politik bir imgeydi. Bir kere ten rengi nedeniyle köleliğe karşı mücadeleyi cephede kazanmış masa başında kaybetmiş aynı toplu taşıma vasıtasına binemeyen, ten rengine göre okullara gidenlerin başarılı olabilen siyahi bir amazon imgesiydi. Bu amazon savaşçısı Miles Davis efsanesinin doğmasında ilk fitili ateşledi.
Betty ile tanışıp evlendikten sonra müzik anlayışını üç ay içinde değiştirir ve kendi jenerasyonu müzisyenleri de peşinde sürükler. O dönemde Jimi Hendrix de müzikte devrim yapmaktadır. James Brown da tüm enerjisi ile müzik piyasasında fırtınalar estirmektedir. Tam zamanında yaşanan bu fırtınalı ortam bugün içinde yolumuzu şaşırdığımız devasa müzik uzayının doğmasına yol açar.
Hız, hareket, kombinasyon ve zamanlama bu dönemin en önemli yenilikleridir. Miles Davis melodileri yaratırken hızlı düşünür ve eyleme geçer. Tam bir boksör gibidir. Ve kroşe seyircinin kulaklarında akustik bir patlama yaratır. Devir; Martin Luther King, Malcolm X ve John F. Kennedy’nin suikast ile hayatını kaybettiği döneme denk gelir. Müzikte, bilimde ve sanatta Uzay Çağı başlar.
Miles Davis’in Jack Johnson belgeseli için yaptığı müzik bir devri kapatır. Jack Johnson, siyahi bir Dünya ağır sıklet boks şampiyonudur. Miles o dönem boks antrenmanlarına başlar. Müziği de boks gibidir. Kelebek gibi melodinin etrafında dolaşır ve bir anda kroşeyi yapıştırır.
Miles Davis, 1970 Ağustosunun 29’unda Wight Adası‘nda East Afron Çiftliği’nde tarihi bir açık hava konseri verir. Konser başka türlü bir mavi ortamda, bir adada yapılır. Woodstock Konserleri döneminde çadırlarda kalan çiçek çocukları günlerce süren konserler ile otoriteyle mücadele ederler. Wight Adası’ndaki konseri 600 bin seyirci izler. Tüm zamanların en kalabalık caz konseridir. Miles Davis kendi kuşağının en yetenekli müzisyenleri ile rock and roll efsaneleri ile rekabet eder ve inanılmaz bir seyirci desteği alır. Herbie Hancock, Chick Corea, Paul Buckmaster, Keith Jarret, Herbie Hancock, Dave Liebman, Gary Bartz, Dave Holland, Jack DeJohnette, Airto Moreira, James Mtume, Pete Cosey’den oluşan bir yetenek ordusu konserde Miles Davis’in elektrik deneyine katılır. 37 dakikalık performans tarihsel bir öneme sahiptir. Saat 5’te başlayan konser 38. dakikada alkışlarla biter.
Miles Davis kendisine ‘Efsane’ diyenlere ‘bana sadece ‘Miles’ demelisiniz’ dese de yaşam boyu devam ettirdiği akustik denemeler, gırtlağının normalin çok üstünde şişmesi onu devrimci, sanatçı ve tam bir efsane haline getirir. Bu efsaneyi yaratan esasen yaptığı plastik deneylerdir. Müzikte ve sonrasında resimde.
Aslında ‘deney’ bilime özgü bir kavram olarak düşünülür ve asla sanat ile bir bağ kurmak mümkün değildir. Gerçekte sayısız deney, sayısız sanatçı tarafından günümüz sanatının bugünkü seviyeye gelmesini sağladı. Gözlemden sonra bilim ve sanatın ortak diğer özelliği deneyciliğidir.
Miles Davis, deneylerinin sonunda ortaya çıkan elektrikli albüm ‘Bitches Brew’ ile tarihin en çok satan caz albümünün sahibi olur. Space Rock temelini oluşturan uzun melodiler ilk defa Miles ile başlar. Değişim deneyleri Fusion ile devam eder.
Miles Davis, deneyciliği kişiliğindeki aşırı rekabetçi yapısından kaynaklanıyor olabilir. Rekabeti yaratan Charlie Parker gibi devlerin sonrasındaki bir kuşağın lider sanatçısı olmasıdır. Herbie Hancock, Chick Corea, Santana, Keith Jarret gibi sanatçılar Pablo Picasso’nun Band of Picasso‘su ile Albert Einstein’ın Bern Grubuna benzerlik gösterir. Kimse tek başına devrim yapamaz. Bu sayede yarattığı ‘Kind of Blue Blue’ albümü halen ilk günkü gibi tazedir ve önemli bir köşe taşıdır. Sonrasında bunalıma giren Miles Davis’in yaşadıkları Spike Lee tarafından çekilen ‘Mo Better Blue’s’ filminde çok sevilmişti. Sonuçta yaşanan devrimlerin böylesi yan etkileri olabiliyor. Değişim ve dönüşüm Miles Davis’in karakterinin en önemli özelliğidir. Cazı elektronikle tanıştıran Miles Davis olmuştur. Jack Johnson albümü ilk kez elektronik trompetin kullanıldığı albümdür. Elektrik, cazda kalp krizi etkisi yaratan bir etkiye sahiptir. Aynı etkiyi Miles Davis’in resimlerine baktığınızda da yaşarsınız. Miles Davis, müzikte kazandığı deneyimlerini başarıyla plastik sanatlara da aktarmıştır.

Bizde de devrimci sanatçılar plastik sanatlarda devrim yapmıştır ve yapmaya devam etmektedir. Bedri Rahmi Eyüboğlu malzeme üzerinde yaptığı deneysel çalışmalar ile bunlardan biridir. Cam, seramik, kaya resmi, mozaik, tuval denemeleri bu denemelerden ortaya çıkar. Yaşayan efsane deneyci sanatçılardan bir tanesi de Bedri Baykam’dır. Sayısız devrimsel işleri AKM sergilerindeki dev resimler ile başlamış boş çerçeve, holografik seri ile en son Contemporary İstanbul Fuarı’nda espasın her iki yüzeyini başarılı bir şekilde kullandığı işler ile devam etmektedir ve bu her iki sanatçının malzeme ile yaşadığı deneyimler bir sonraki yazının konusu olacaktır. Yine aynı şekilde benim malzeme ile yaşadığım devrimsel denemeler de başka bir yazıda ele alınacaktır. Küre, dört boyutlu işler, tuval karkasını ortadan kaldıran denemeler, timeline, arte povera işleri, bulmaca deneyleri, soyutlama, plastik güldürme ve korkutma deneyleri bunlardan sadece bazılarıdır.
‘Deney’ bilimin en önemli silahıdır. Aynı şekilde plastik sanatların da en önemli silahlarından biridir. SANAT, ‘Gözlem’, ‘Boyut’, ‘Desen’ kavramlarından sonra ‘Deney’ kavramında da BİLİM ile ikiz kardeştir. Üstelik yapışık ikiz kardeşidir. Miles Davis’in başlattığı elektrik devrim; sonrasında Pink Floyd, Alan Parsons ve Deep Purple gibi grupların yaptığı akustik deneylerle olgunlaşmıştır. Plastik Sanatlar da Damien Hirst’ün sualtı heykelleri, kelebek çarkı gibi denemeleri deneylerin kesintiye uğramadan devam ettiğinin göstergesidir. Doğa sınırsız potansiyeli ile bu deneylerin kaynağı olmaya devam etmektedir.
Bilimden ve sanattan uzakta kalmayın ve duvarlarınız boş kalmasın.
Bülent Bakan
Yazının bonusu: