DenizBank ve TÜRSAK Vakfı iş birliğinde hayata geçirilen “İlk Senaryo İlk Film Yarışması”nın eski finalistleri, yönetmen ve yapımcı Ezel Akay ile online olarak gerçekleştirilen “Senaryo Sunum Atölyesi”nde buluştu.
Yazarlara, genç senaristlere, sinemaseverlere açık, büyük bir yarışma olan ve DenizBank ile TÜRSAK Vakfı iş birliğinde düzenlenen “İlk Senaryo İlk Film Yarışması”nın önceki yıllardaki finalistleri, yönetmen ve yapımcı Ezel Akay ile online olarak gerçekleştirilen “Senaryo Sunum Atölyesi”nde buluştular. Eski finalistler senaryoların yazım ve filme çekim süreçlerine dair önemli noktaları Ezel Akay ile tartıştılar ve senaryolarının nasıl geliştirilebileceğine dair fikir alışverişinde bulundular. Verimli bir atölye geçiren eski finalistler, senaryoların yazım aşamasında sık yapılan hataları ve filmlerinin çekim aşamasında dikkat edilmesi gereken noktaları deneyimli yönetmen, senarist ve yapımcı Ezel Akay’dan eğitim alarak tecrübe kazandılar.
“SENARYONUZU YAZARKEN GÖZÜNÜZDE CANLANDIRIN”
Online olarak gerçekleştirilen atölyeye katılan eski finalistlerden Ayten Başer, Hüseyin Özden, İsmail Doğan, Cihan Gökbulut, Yakup Uygun ve Ersin Karahaliloğlu, başarılı yönetmen Ezel Akay ile buluşma fırsatı bularak merak ettikleri soruların cevaplarını öğrenme fırsatı buldular.
Atölyeye katılan isimlere yazdıkları senaryonun izleyeni daha fazla etkilemesi için ekranda görünmeyecek ayrıntıların senaryoda kalabalığa yer açtığını söyleyen Ezel Akay, senaryo mantığının görme engelli bir bireyle sinemaya gidildiğinde, filmi ona anlatıyormuş gibi yazmaktan geçtiğini belirtti. “Senaryo yazılırken, kurguyu gözünüzde canlandırarak yazmanız ve sekanslara bölmeniz gerekiyor. Ekranda neyin, nasıl, hangi akışla görüneceğini canlandırarak yazdığınızda, filmin uzunluğunu da ortaya çıkarmış olursunuz” diyen Akay, filmlerde flashback kullanımının ise göründüğü kadar kolay olmadığını ifade ederek “Senaryoda flashback’lerin çok dikkatlice ayarlanması ve kullanılması gerekiyor. Aksi takdirde seyircinin aklını karıştırıyor. Flashback’ler ancak stilize edilip senaryoya yedirildiğinde hikâyeye katkı sağlıyor” ifadelerini kullandı. Akay ayrıca filmi izleyen seyirciyi etkilemek ve ona filmin her anında maksimum doyum sağlamak için seyircinin diyaloglarla değil, atmosferle, estetikle ikna edilmesi gerektiğine dikkat çekerek “Öyle bir görüntüye bakakalmalı ki seyirci, gördüğünü inkar edememeli. Gördüğünün güzelliğiyle fikri kabul etmeli” dedi.
“SENARİST ATMOSFER YARATIR, YÖNETMEN SENARYONUN RUHUNA UYGUN UYARLAR”
Atölye boyunca senaryo yazımının yanı sıra senaryonun filme çekilme konusunda da önemli noktalara değinen Ezel Akay, senaristin senaryoyu yazarken bir atmosfer yarattığını ama yönetmenin ise o atmosferi kullanmak yerine senaryonun ruhuna uygun şekilde uyarladığını söyledi. Filmin uzunluğu ile senaryonun uzunluğu arasında da her zaman doğru orantı olacak diye bir zorunluluğun olmadığını belirten Akay, “Bazı senaryolar bir buçuk saatlik bir film olarak çekilirken aslında 35 sayfa olabilir. Bu tamamen senaryonun doluluğuna ve doyuruculuğuna, hikâyenin işlenişine bağlıdır” dedi. Filmin çekimlerinde ise “Rüya Çalışması”nın yapılmasının ne denli önemli olduğunu vurgulayan Akay katılımcılara ise “Öyle bir şey çekin ki anlamı yalnızca sizde kalsın, kimse sizin için anlamını çıkaramasın” tavsiyesinde bulundu.
Yarışmaya ilişkin detaylı bilgiler etkinliğin internet sitesi olan ilksenaryo.tursak.org.tr adresinden öğrenilebilir. Yarışmayla ilgili gelişmeler de hem etkinliğin web sitesinden hem de TÜRSAK Vakfı’nın sosyal medya hesaplarından takip edilebilir.