Olay şöyle gerçekleşmiş;
Antalyalı Mümin Hoca Bursa‘ya ziyarete gitmiş. Orada dünyalar güzeli bir genç kız varmış ama bir türlü hayatının erkeğini bulup mutluluğa kavuşamamış.
Antalyalı Mümin Hoca’nın methini duymuşlar.
O kadar güzel ‘muska’ yazıyormuş ki; muska yaptığı şahısların hemencecik kısmeti açılıyormuş, gönlünün sultanını bulup çok kısa bir sürede izdivaç yapabiliyormuş.
Hocaya haber etmişler, ‘gel de bir muska yap Allahının aşkına hocam’ diye…
Hoca da aşkla dolu bir şekilde genç hanımın evine gelmiş. Önce çaylarını ikram etmişler, çayla kurabiye vermişler.
Hocamız çayına kurabiyesini batırıp batırıp afiyetle yemiş. Mükemmel ev yapımı bir kurabiyeyi kim sevmez ki zaten.
Üstelik biz millet olarak çok misafirperverizdir, ikramsız olmaz. Allah ne verdiyse evde, ikram edilir, iştahla yenir.
Bu arada kurabiyeler fındıklıymış. Fındık enerji veriyor, hem sağlıklı hem de lezzetli.. Kurabiyeleri de halis tereyağı ile yapmışlar, margarin gibi zararlı şey kullanmamışlar.
İkram bittikten sonra hocamız, kısmeti kapalı genç kızla odaya çekilmiş.
Kadınlara hizmet aşkıyla diyar diyar gezen Mümin Hocamız, genç hanımdan ‘ruj’ istemiş.
Ruju dudaklarına sürüp ağzını göğsüne bastırmış. Dudaklar göğüste izlerini bırakırken hocamız gerekli duaları hızla içinden okumaya başlamış:
‘Allahım lütfen bu genç hanımın el değmemiş taze göğsüne dudaklarını değdirecek yakışıklı bir pehlivan nasip eyle, tılsımını esirgeme, aşkla yanan gönüllere şifalar ver Ya Rabbim. Bu muska ile ateş ile yanacak bir koca, bir aşık nasip eyle Yarabbim’ diye dualarını sırayla okurken, amanın kapı açılmasın mı? Kızın ailesi odaya girmesin mi? Sanki Mümin Hoca kötü bir şey yapıyor…
Mümin hocam bir şey biliyor ki bu muskaları yapıyor.
Mesela çoçuğu olmayan hanımlara iki göğsünden de rujlayarak muskasını yapıyor. Dudaklarını her iki göğüse de en az 5 er dakika dayayarak rujunu mühürlüyor ve tılsimını gerçekleştiriyor.
Bu işi yapmak için de 3000 tl ücret alıyor, kesinlikle zor bir iş, ucuza bile yapıyor bence!
Sonra hocayı tutukluyorlar uygunsuz davranış dolayısı ile.
Gel de kızma!
Ben Mümin Hocamızın haberini gazetede okuyunca, ‘barış için de muska yapabilir miyim?’ acaba diye düşündüm.
Rujum var.
Kağıdım da var. İp var. Boya var.
İlk deneme olarak kağıtlarımı muska şeklinde katladım. Her bir muskanın üzerine çeşitli dillerde ‘Barış’ yazdım.
‘Barış, Aşiti, Paix, Eirene, Haşiti, Taikos, Peace, Paz…’
Sonra rujlu dudaklarımı bastırarak izini çıkardım. Siyah tüllerle katlayıp, sımsıkı bağladım.
Bir yerlerde muskaların iyice bağlandığını okumuştum.
Mümin Hocama gönderme yaparak biraz da ojeyle müdahale de bulundum. Bayağı da estetik bir görünüm sağladım.
Hocam bu işi kadınlara hizmet aşkıyla yaptığını söylemiş. Ben de vallahi de billahi de hem sanat, hem de barış aşkıyla yapıyorum.
Şimdi bu muskalarımı tamamladım ama ne yapmam gerektiği hususunda kararsız kaldım.
Acaba toprağa mı gömeyim, yoksa suyunu kaynatıp içeyim mi bilemedim.
Yoksa beğendiğim birinin göğsüne dudaklarımı mı yapıştırayım?
Sanırım önce caiz olup olmadığı konusunu iyice öğrenmeliyim. Ondan sonra tılsım ve muska kitaplarıma bakarak kesin bir karara varacağım.
‘Elem terefiş kem gözlere şiş.’
Nihal Güres
Not: Sevmediğiniz biri varsa, ismini kağıda yazınız. Bir yüz resmi çizmeye çalışın. Sevmediğiniz kimseye biraz benzesin. Sonra toplu iğne ile gözlerini oyun. Ne kadar kızgınsanız o kadar iğne batırabilirsiniz. Kağıdı muska biçiminde katlayıp, yere koyun, üstünde de bolca tepinin.
Etkisi olur mu bilmiyorum ama hiç olmazsa siniriniz geçer.
Bir de herkes deist oldu diye şikayet ediyorlar, ev yapımı fındıklı kurabiye yiyemeyenlerden her şey beklenir zaten…hahaha. .
Not 2: Ruj alırken hayvanlar üzerinde test yapılmamış olanları tercih edin. Ne kadar çok sevgi , o kadar barış.
