Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi, Türkiye’nin öncü çağdaş sanat kurumlarından biri olarak, sanat dünyasına önemli katkılarda bulunan Haşim Nur Gürel’i anma sergisine ev sahipliği yapıyor. “Sığ Sularda Derin Hayaller” adlı retrospektif sergi, Gürel’in 17 yaşında başlayan sanat yolculuğunu, soyut resmin ilk adımlarından, çağdaş sanat sahnesinin önde gelen isimlerinden biri haline gelene kadar geçen sürecini kapsayan zengin bir seçki sunuyor.
Serginin küratörlüğünü üstlenen Billur Tansel, sanatçının yaşamına ve eserlerine derinlemesine bir bakış gerçekleştirmiş gözüküyor. Gürel’in ressam, yazar, danışman, müzeci, jüri üyesi gibi farklı kimlikleriyle sanat dünyasına kattığı zenginlik, sergide belgeler, fotoğraflar ve eserler aracılığıyla izleyiciyle buluşuyor. Ayrıca, Gürel’in kendi ifadelerinden alıntılarla sanat anlayışı, duygusal bağları ve eserlerine olan yaklaşımı detaylı bir şekilde açıklanıyor. Serginin adı, Haşim Nur Gürel’in 1983-1996 yılları arasında yazdığı “Sığ Sularda Sanat ve Siyaset” kitabına bir gönderme yaparak seçilmiş. Gerek sanat dünyasına katkıları, yazıları gerekse projeleri ve kariyeriyle ilgili detayları içeren arşiv niteliği taşıyan sergi, 17 Şubat 2024 tarihine kadar Elgiz Müzesi’nde ziyaret edilebilecek.
“Hayatım boyunca ressam, yazar, danışman, müzeci, jüri üyesi gibi farklı sorumlulukları üstlenerek çok farklı bir kimliğin gerekliliklerini yerine getirmeye çalıştım. Kendisine çok şey borçlu olduğum büyük usta ressam Cihat Burak’ın dediği gibi, geride bıraktıklarımın beni yaşatacak yoğunlukta olduklarını umuyorum.”
2010-2022 seneleri arasında Elgiz Müzesi’nde yönetim, danışma kurulu üyesi ve küratör olarak; yaşamı boyunca da mimar, galerici, sanatçı, sanat yazarı, eleştirmen, sanat danışmanı, müzeci ve küratör olarak büyük katkılarda bulunan Haşim Nur Gürel için, özgün yönlerini ortaya koyan belgelere ve üretimlerine yer verilmiş. Farklı tekniklerle ürettiği resim, seramik, heykel ve enstalasyondan oluşan yapıtlarının yanısıra sergi; sanatçının sanat anlayışının gelişim süreci, gizemli dünyasına seyahat ve renkli bir gözleme de olanak veriyor. Bilge, mütevazi ve sakin duruşuyla bilinen Gürel’in iç dünyasının değişken, canlı, zengin renkleri ve dokuları resimleri yoluyla bize de yansıyor. 2014-2015 yıllarında, ben de Haşim Nur Gürel ile çalışmayı deneyimlemiş biri olarak, kendimi çok şanslı sayıyorum.
Sergi zamanın ruhunu taşıyan belgeler, fotoğraflar, formasyonunu almış olduğu mimarlık, yazmış olduğu kitaplar ve gerçekleştirdiği projeler, tutkunu olduğu deniz, deniz altı ve canlıları, ele aldığı makaleler, küratörlüğünü yapmış olduğu sergiler gibi Gürel’i, değişik yönleriyle tanıtmayı amaçlıyor. Eserlerinde dikkati çeken yaklaşım konu, boyut, biçim, renk ve malzeme kullanımına açık olmanın yanı sıra, izleyiciyi dert edinmenin ötesinde aslında, kendisiyle bir hesaplaşma içerisinde olmasından kaynaklanıyor. Gürel, otoportreleri yoluyla ve etrafını çevreleyen doğayı, manzaraları, nesneleri ve çiçekleri yaşamdan ölüme, mevsimden mevsime, büründükleri renk ve dokularla ve tüm evreleriyle günce formatında belgeleme arayışı hatta kaygısı taşır. Aslında bütün eserleri kendi günlüğünden bölümleri, kendi hayatından renkleri ve dokuları yansıtır; resmettiği çiçek de, peyzaj da hayatından kesitleri ortaya koyar ve iç sorgulamalarına referans teşkil eder. Birçok yazısında, görmeyi bilmeyen bir sanatçı ve izleyici kitlesi olduğunu, bu yüzden çevremizi saran hareketli, canlı yaşama gözlerimizi çevirmemiz gerektiğini, çalışmaları yoluyla görmenin önemini ön plana çıkarmak istediğini ve basit şeylerden resim çıkarabilmek gibi bir tavrı önemsediğini dile getirir. Farklı malzemeler kullanma, deneyimleme, azla çok şey söylemeyi isteme sebebi belki de, izleyici ile değişik bir zeminde iletişim kurma çabasından gücünü alıyordu. Deniz altı sanatçı için çok değerli, ilginç ve heyecanlandıran bir dünyaydı. Her fırsatta kendini denizin derinliklerinde bulurdu, iyi bir balıkadamdı. Karada olduğu zamanlarda da denizin ve canlıların dünyasını yazılarıyla su yüzüne taşıyordu.
“Denizin sığ sularını iyi bilirim; kırk yıla yaklaşan ve yaşadığım sürece de sürdürmek istediğim bir maceradır benim için kendi nefesimle keşfedebileceğim denizaltı dünyası… bir dalış süresi gibi geçip gitmiş yıllar.. Nefesimi tutmuş, Bozcaada’nın sayısız sualtı mağaralarından birisindeki melanur sürülerini, karagözleri, eşkinaları ve orfozları seyre dalmışım. Sonra nefes almak için kafamı sudan çıkardığımda bakmışım ki neredeyse elli sene geçmiş”.
Muhayyel Müze öne çıkan kitaplarından biriydi çünkü Eczacıbaşı Sanal Müzesi’nin ilham kaynağı niteliğinde hayata geçen bir projeydi. Bu işin arka planındaki en önemli düşüncelerden biri, genç sanatçılar için ustaların eserlerine bakarak kendilerini yetiştirebilmeleri için alan açmak ve Türk sanatında geçmişten o tarihe kadar sanat tarihini ele alan bir arşiv, bir hafıza yaratmak olmuştur. Gürel, Türkiye’de sanal ortamda gezilebilen ilk sanat müzesi fikrinin uygulayıcısıdır. Öte yandan İstanbul Modern Sanat Müzesi’nin kuruluşunda aktif sorumluluk üstlenmiş, danışmanlık ve küratörlük hizmeti vermiştir. Hayatı boyunca içinde yaşadığı coğrafyanın sınırlarını zorlayarak hayaller ve ideallerinin peşinden koşan Haşim Nur Gürel, 4 Ekim 2022’de arkasında yüzlerce eser, yazı, proje, arşiv, belge, bellek bırakarak aramızdan ayrılmış olsa da ürettikleri ve birikimleriyle çok değerli bir miras bırakmıştır.
Mine Bora Diri
Kültür Yönetimi Danışmanı / Gazeteci Yazar