Görsel Sanatlar Dünyasındaki Vergilendirmeye Yönelik Öneri Öneri – Vecdi Uzun yazdı…
Sanatçılar ve Sanatçı Sivil Toplum Örgütleri Yöneticileri
Bu çağrım sanatçıların içinde bulunduğu vergi açmazını ortaya koyup, karşı karşıya kaldığınız mali riskleri ortadan kaldırıp, pratik, uygulanabilir ve adil bir vergi sistemi için kamuoyu oluşturmanın gerekliliğini ortaya koymaktır.
Giriş:
Sanat dünyasının her türlü mali, hukuki ve idari mevzuattan uzak olması nedeniyle, sanatçılar yaşadığı ülkedeki mali sorumluluklarını bilmez ve etrafında hemen bilgi soracağı veya doğru bilgi alabileceği uzmanlar da pek yoktur. Bu yazıyla hedefim; sanatçı sivil toplum örgütlerinin (Özellikle UPSD ve BRHD’nin ) susmasına karşılık, karşı karşıya kaldıkları riski ortaya koymak ve bu konuyu kamuoyuyla paylaşarak sanat dünyasının ortak bir ses oluşturmasını sağlamaktır. Maliye teşkilatı tutarlı ihbar olmadığı süre içinde sanat dünyasında sanatçıların sanattan kazanımlarından doğan gelirleri üzerinde sektörel inceleme yapmadığını vurgularım. Ancak sorunun sahibi sustukça eksik veya hatalı bilgiler kulaktan kulağa dolaşacak, sorunlar bir şekilde çözülmeyecek ve en sonunda vergi bombası bir gün bir yerde patlayacaktır. Verginin gönüllülük değil, uygulanmazsa ağır yaptırımları olan mükellefiyet olduğunu unutmamak gerekir. Yaptırımı olmazsa olmaz ise hiç kimse vergi ödemez. Kişi ve kurumlar yerine göre vergiden kaçmaya ve kaçırmaya eğilimlidir. Sanatçılar da! Ben de! Siz de!
Bu yazı sanat dünyasının beyan edilmeyen kazançlarının bulunduğu yönünde maliyeye yapılan bir ihbar olmayıp, tam tersi sanatçıların vergi açısından karşı karşıya kaldıkları riski ortadan kaldıracak yeni yasal düzenlemelerin sanatçılara özel bir vergi modeli olarak kurulması için sanatçı sivil toplum örgütlerinin yasama ve yürütme organlarıyla etkin şeklide temas kurulması gerekliliğinin bir sanatseverce hatırlatmasıdır. Sanat dünyasından herhangi bir gelirim olmadığı için bu konudaki gelirlerimle ilgili olarak da maliyeyle bağlantım bulunmamaktadır. Bu nedenle konuya bağımsız bir gözle bakan bir kişiyim. Bu yazı kapsamındaki açıklamalar tüm sanat dünyasını kapsamakta olup, örnekler üzerinden bilgilendirmeleri se resim sanatçılarının sanat eseri gelirlerinden yapılmaktadır. Bu yazıyla yaklaşımımın sadece resim sanatçılarının değil tüm sanatçıların içinde bulunduğu vergilendirme sorunlarını ortaya koyarak bir çözüm önerisi sunmaktır. Bu kapsamda Maliye Bakanlığı’na da bu konuda öneri mektubu da ilettim.
Bu yazıda konuyu detaylı ve teknik kavramlarla anlaşılması zor hale getirmek yerine, özellikle sorunun sahibi sanatçılar ve genel ortalama vatandaşların anlayacağı bir tarz ve anlatım dili kullanılmıştır.
Sanat dünyasının mali yükümlülükleri ve sanatçıların vergi istisnası konusunda son beş yılda hemen hemen her yıl bir yazı yazdım ve konuyu önemine istinaden gündemde tutarak sanatçıların ve sanatçı sivil toplum örgütlerinin bu konuya dikkatini çekmeye çalıştım. İlginç olanı ise bu konuda meraklı birkaç sanatçı dışında sanatçı ve sanatçı sivil toplum örgütünde kıpırdama gördüm.
Sanatçıların Vergi Sorunu:
Ticarette yasal yollardan ve kayırmacılık olmadan para kazanmanın zor olduğuna inanırım. Özellikle karşıdakine somut olmayan bir dünyayı sunarak sanatını sürdürmek zorunda kalan bir sanatçı kişiliği olanların sanattan para kazanmasının daha da zor olduğunu bilirim ve çok sayıda sanatçının yaşadıkları zor hayatın gözlemcisiyim.
Sanatçıların maliye karşısındaki korunaksızlığının temelinin; mali mevzuatı bilmemekten daha çok önce sanatçı istisna belgesi ile ardından her eser için ayrı ayrı eser istisna belgesi almaktaki bürokratik işlemler olduğunu ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın mevcut yapısıyla bunu yapabilmesinin çok zor olduğu düşüncesindeyim. Son bir yıl içinde Sanatçı/Sanat Eseri istisna belgesi alan ressamların sayısı açıklanmadığı için bu istisna sisteminin sektördeki kullanım oranını da bilemiyoruz.
Şu an Türkiye’de servet beyanı ve kontrolü üzerinden denetim sistemi bulunmamaktadır. Bunun bir mali kontrolsüzlük yarattığı ifade edilse de maliye teşkilatı istediği an diğer kontrol yöntemleriyle sanat dünyasını vergi altına alabilir. Sanat dünyasının içinde bir sanatsever, sanat tarihçisi ve sanat yazarı olarak bulunduğum için sanat dünyasının mali yapısı ve vergilenme sorunlarını çok kolay izleyebilmekteyim. Sanat dünyasının ressamların resim satışından doğan gelirlerin vergilendirilmesinde sistemsel bir hata mevcuttur. Önerim; kurulacak sistemle hataların ortadan kaldırılması ve kurulacak adil bir vergilendirme sistemiyle vergi kaçağının ortadan kaldırılmasıdır.
Sanat dünyası içinde (özellikle resim ve heykel sanatçıları) sanatçıların sattığı eserlerin vergiye tabi olmadığı konusunda yaygın bir görüş bulunmaktadır. Bu düşüncenin küçük kısmının mali konulara sahip olmamaktan kaynaklanmaktadır. Önemli kısmı ise galerici ve müzayedecilerle birlikte ve işbirliği halinde oluşturdukları vergi ödememeye yönelik beraber kayıt dışılık ortamının sonucudur. Örneğin; herhangi bir sanayi ve ticari fuar alanına sevk edilen malların sevk irsaliyesinin düzenlenmesi zorunluyken, sanat fuarlarında irsaliyenin yerine geçen konsinye satış sözleşmeleri düzenlenmemektedir. Yapılacak herhangi bir incelemede galeriler ve müzayedeler aracılığıyla ve fuarlarda satılan resimlerin % 95’lik kısmının ve sanatçılar tarafından doğrudan alıcılara satılan resimlerin %99’luk kısmının beyan dışında tutulduğu sonucu ortaya çıkacaktır.
Mali tüm hareketler bir yere iz bırakır. Maliye tarafından bir ilde tuval ve boyayı en fazla satan sanat malzemecilerde ve basın ve sosyal medya üzerinden yapılacak bir incelemeyle en çok satış ressamları yapanları tespit etmek mümkündür. Henüz maliye radarına girmemiş olmanız risk altında olmadığınız anlamında değildir. Sanat dünyasında galeriler, fuarlar ve müzayedeler üzerinden yapılan satışların önemli kısmı da kayıt dışında olup, mali açıdan risk altındadır.
Şu an ressamlar yıllık 4.300.000.- TL, aylık 358.333.- TL istisnasına tabi olup, aylık 358.000.- TL vergisiz gelir Türkiye için çok önemli bir gelirdir. Ressamların çok önemli kısmının resim satışından bu aylık geliri elde etmediği düşüncesindeyim. Burada sorun 2025 yılı için belirlenen 4.300.000.- TL’lik istisnasına uymadaki bürokratik güçlükler nedeniyle istisnadan yararlanamamaları ve ressamların karşı karşıya kaldıkları vergi açmazıdır.
Kayıt Sistem Önerisi:
Şu an gayrimenkul satış ve kiralama ile ikinci el otomobil satış kayıt içine alınmaya çalışılmaktadır. Gayrimenkul satış ve kiralama ile ikinci el otomobil satış ilanları mal sahibinin e-devlet üzerinden izni ile mümkün olmaktadır Gayrimenkul ve ikinci el otomobil satışları da “Güvenli Ödeme” sistemi ile kayıt altına alınmıştır. Özellikle galeri, fuar ve müzayedeler aracılığıyla satılan resimler için benzer bir sistemi kurmak mümkün olabilir.
-
Öncelikle vergi denetim elamanları aracılığıyla bir ilin önemli 3-5 sanat galerisinde depo sayımı yapılarak kayıt altına alınmayan resimlerin varlığı tespit edilmesi halinde galeriler kendilerine çeki düzen verecektir. Galerilerin depolarındaki resimlerin %99’lık kısmının firma muhasebe kayıtlarına girmediği düşüncesindeyim. Bunların konsinye oldukları söylense de konsinye sözleşmelerini görmek mümkün olmayacaktır. Konsinye sözleşmelerinin anlaşmalı matbaalarda bastırılması galerileri kayıt altına alacaktır. Ressamlar tarafından tarihi belli galeri ve müzayede satışları için de verilen resimler de ressamlar ile galeri ve müzayedeler tarafından anlaşmalı matbaalarca düzenlenen teslim tutanağıyla verilecektir. Bu teslim tutanağında galeri ve müzayede komisyon oranı belli olacağı için galeri ve müzayede komisyonları da kayıt altına alınacaktır.
-
Galerilerin mutlaka kayıt altına alınması için e-devlet üzerinde bir sistem kurmak gerekmektedir. Şu an ticaret odalarında galeri kaydı olmadan resim satışı yapanları tespit etmek gerekmektedir.
-
Ressamların galeriler veya müzayedeler aracılığıyla resimlerini satışa koyabilmesi için her resim için yarı ayrı e-devlet üzerinden kayıt yaptırarak o galeride satış için izin verecek bir sistem kurulması, ressam-resim-galeri/müzayede/fuar-satış kaydının oluşturulması gerekir. Bugünkü e-devlet sistemiyle bu bağlantının kurulabileceği düşüncesindeyim.
-
Galeriler ve müzayedeciler yapılan satış üzerinden ressam payına düşen kısımdan %10 stopaj keserek bakiyesini ressama ödeyecek ve biriken stopajı zamanında vergi dairesine yatıracaktır.
-
Ressam müzayede ve galeri satış gelirlerinden 2025 yılı 4.300.000.- TL’lik istisna limiti içinde kalınca sadece müzayede ve galeri satış gelirlerinden doğan kısım için beyanname vermeyecektir.
-
Ressamların galeriler ve müzayedeler dışında doğrudan yaptığı satışlar için mali mevzuat geçerli olmalıdır. Ressamın bu tür satışlardan yararlanabilmesi için Sanatçı ve sanat eseri Kültür ve Turizm Bakanlığı’na kayıtlı olması halinde dikkat etmek gerekir.
-
Ressamların ilk yıllarında satışlarının önemli kısmı galeriler ve müzayedeler, ilerleyen ve tanınırlığı artan yıllarda ise doğrudan ressam tarafından gerçek kişilere yapılır. Ressamların %99.9’lık kısmının Serbest Meslek kapsamında vergi mükellefiyeti olmamasının nedeni; galeri ve müzayede dışı bireysel satışlarının dışındaki satışların birey olan ressam ile birey olan alıcı arasında olduğu için kayıt dışılığa yatkındır. Birey olan alıcıların önemli kısmı ticaretle uğraşmasına rağmen satın aldığı resimleri kendi firmasında doğrudan gider yazmadığı ve amortisman ayıramadığı için bu alış veriş işlemi kayıt dışı kalmaktadır. Bu alışlarda alıcı %10 stopaj esasıyla kayıtlı işlem yapması halinde iştigal konusu sanat eseri alım-satımı ise 10 yıllık süre için amortisman ayrılması mümkün olmalıdır. Alıcı sanat eseri alım-satımı dışında bir firma ise bedelin (ressama ödenen ve Stopaj toplamı) %20 lik kısmı o yıl için gider yazılabilmelidir.
-
Bu işlemlerin para hareketlerinin tamamen banka kayıtlarından gerçekleşmesi halinde istisna kuralının geçerli olması esaslı olmalıdır.
-
Sanat fuarlarında yapılan satışların da önemli kısmı da kayıt dışı olup. Önerilen kayıt sistemi ve para hareketleri ile buranın da denetim altına alınacağı düşüncesindeyim.
-
Çok önemli ve kendini ispatlamış yılların sanat müzayede evleri dışında kalan özellikle çevrimiçi ve Instagram müzayedeleri kayıt dışılığın zirve yaptığı yerlerdir.
Önerilen uygulama sitemine uyulmaması halinde her işlem ve takip eden aykırı uygulamalar için ağır cezalar (Para ve meslekten men) konulması halinde ilgilileri uymak zorunda kalacaktır.
Diğer taraftan; ressamların sanatçı telif hakları konusunda yetkisiz ve etkisiz kurum halindeki Gesam, müzayedelerdeki sanatçı telif hakları vb. konular bir paket halinde ele alınması halinde sorunun köklü olarak çözüleceği düşüncesindeyim.
Netice:
Yıllar önce kurulan, ama işlerliği olmayan sanatın vergilenmesi bu haliyle vergi kaçakçılığına neden olmaktadır. Bu sorunu kamuoyuna iletip, maliye teşkilatıyla sanatçılarla görüşmesi gereken yapı; başta UPSD ve BRHD gibi sanatçı sivil toplum örgütleridir. Susmamak gerekir! Devlet sadece vergi verilen değil, aynı zamanda bir talep edilen makamdır ve sanatçı sivil toplum yapılarının varlıklarının nedeni de bunun için vardır.
Yeni bir sistem kurulmaması halinde her geçen gün bu risk daha da büyüyecektir. Sanatçı sivil toplum örgütlerinin hareketsiz kaldığı bu ortamda sanatçılar bir şeklide sivil toplum örgütlerini bu konuda harekete geçirmelidir. “Bir şey olmaz, sonuç değişmez.” denildiğini duyuyorum. Denediniz mi? Bir defa değil, sabırla çok defa deneyin. Sonra konuşalım.
Önerilerim değişmez ve tartışılmaz nitelikte olmayıp, tam tersi, sanatçı sivil toplum örgütlerinin uzman kurullar oluşturarak detaylandırılarak bu konuda alternatifli öneriler hazırlaması gereklidir.
Saygılarımla
Vecdi Uzun
Eskiden gider makbuzu vererek resim satardık ,bankalar örnek İstanbul bankası. Santral mensucat fb Halil bezden.bunlar 3 alım yapar 15 gösterip vergiden düşerdi, hatta bezden yurt dışına kaçar resimleri havalimaninda uğur Dündar yakalamış, banka borçlarından dusulmustu…