Customise Consent Preferences

We use cookies to help you navigate efficiently and perform certain functions. You will find detailed information about all cookies under each consent category below.

The cookies that are categorised as "Necessary" are stored on your browser as they are essential for enabling the basic functionalities of the site. ... 

Always Active

Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.

No cookies to display.

Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.

No cookies to display.

Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.

No cookies to display.

Performance cookies are used to understand and analyse the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.

No cookies to display.

Advertisement cookies are used to provide visitors with customised advertisements based on the pages you visited previously and to analyse the effectiveness of the ad campaigns.

No cookies to display.

Shopping Cart
Total:

$0.00

Items:

0

Your cart is empty
Keep Shopping

‘Godot’yu Beklerken’ – Cemil Biçer yazdı…

Her “insanın” yaşamında beklediği bir Godot vardır. Kimi bunun farkındadır sabırsızlıkla bekler kimi farkında değildir “tevekkül” ile sabredip bekler. Siz sabırsızlardan olun!

Avangart (zamanının ilerisinde olan, varolanı aşan ve yeni eğilimlere işaret eden) olarak nitelenmesine rağmen tiyatro dünyasında çok hızlı bir şekilde klasikleşmiş bir başyapıttır Samuel Beckett’in dünyaca ünlü eseri ‘Godot’yu Beklerken’ kitabı.

Oyunun varoluş sancıları çeken kahramanları Vladimir ve Estragon, yolları kesiştiğinde birbirleriyle iletişim kurmaya çalışır. Her gün yinelenen bu ritüelde bellek, işlevini yerine getiremeyince de gerçekliğin kesinliğinden uzaklaşmaya başlarlar.

Eylemsizliklerine yenilmiş insanların, Godot adında ne olduğu bilinmeyen bir kimse veya ‘şeyi’ beklemelerini konu alan en önemli absürt tiyatro eserlerinden biridir. ‘Vladimir ve Estragon’, kısa adlarıyla Didi ve Gogo, Godot’yu beklerler. Godot gelmez. Godot’yu beklerken, Didi ve Gogo arasında zekice olmayan, sıradan, gereksiz ve saçma olarak nitelendirilebilecek konuşmalar geçer ama bu konuşmalar asla anlamsız değildir.

Oyun, varoluşçuluk felsefesini çok çarpıcı bir biçimde işlemiştir. Beckett, Didi ve Gogo arasında geçen saçma konuşmaların arkasında saklanmış, okuyucuya ileti göndermeye ve onların hayatın gerçekte ne olduğunu anlamalarına yardım etmeye çalışmaktadır. Okurun/izleyicinin fikirlerini hareketlendiren imgelemelerdir. Godot’yu Beklerken, boşunalığı, anlamsızlığı, hiçliği, amaçsızlığı, çaresizliği, bitmişliği, bekleyişi ve tüm bunların sıkıntılarını anlatır.

Zamanınız varsa demeyeceğim, muhakkak zaman ayırın ve SAMUEL BECKETT’in bu eserini okuyun, imkanı olanlar sinema filmini ve tiyatro oyununu mutlaka izlesinler, çocuklarınıza anlatacağınız bir şeyleriniz olsun.

“Nereden buraya geldin be hoca…?” diyorsunuz eminim. Türkiye Cumhuriyeti daha yüzüncü yılına giremeden “Godot’ bekleme sendromuna girdi dostlarım. Godot, gelecek umutlarınızı yitirmeyin…

 

 

Cemil Biçer

 

 

 

 

 

Cemil Biçer’in ‘Çarşamba Köprüsü’nde Rapsodi’  kitabına buradan ulaşabilirsiniz:
http://kitapdevrimi.com/urun/carsamba-koprusunde-rapsodi-cemil-bicer/

Comments are closed