Kaygılarla yaşamanın ne demek olduğunu gösteren çok başarılı fotoğraflar!
Fotoğrafçı John William Keedy kendisine “kaygı bozukluğu” teşhisi konulduktan 8 yıl sonra bir fotoğraf serisiyle yaşadıklarını anlatmak istedi.
John teşhis konulduğunda bunu kabullenmekte başta zorlandı. NPR‘a verdiği mini röportajda söylediğine göre bunu söylemekten nefret etse de bir süre utandı. 8 yılın sonunda yaşadığı dünyanın detaylarını başkalarına anlatabilecek bir fotoğraf serisine başladı. Modeli de kendi oldu.
Serisine “It’s Hardly Noticeable” (Hemen hemen hiç farkedilmiyor) ismini verdi. Çünkü bir dönem kaygılarını çok iyi sakladığını düşünmüş ve bunu bu kelimelerle günlüğüne yazmıştı. Ancak bir süre sonra fark etti ki bu konuda pek de başarılı değildi.
İnsanların hakkında konuşmadığı bir şeye sahip olunca insanın kendini daha da yalnız hissettiğini söyleyen sanatçı durumunu biraz daha anlaşılır hale getiren şu örneği veriyor: “Bu tip rahatsızlıklarda, durumdan kurtulma isteğinin zayıflığından yakınılır. Ki bence çok garip çünkü gidip de kolunu kırmış birisine mesela, aynı şeyi söyleyemezsiniz.”
Kendi hayatından oldukça samimi kareler paylaşan sanatçı aynı zorlukları yaşayan birilerine en azından yalnız olmadıklarını hatırlatmak istediğini dile getiriyor.
“Birçok fotoğraf tekrarlanan eylemleri gösteriyor, ve o eylemleri bizzat ben gerçekleştirdim. Lavabodaki diş ipleri mesela… 300 diş ipini tek tek kullandım. Düşüncesi bile hala diş etlerimin acımasına sebep oluyor.”
John’a en çok endişe veren anlardan biri de bu kareyle bizlere ulaşıyor. Ucunda raptiye bulunan kapı zili… Kaygılarının çok can sıkıcı hale geldiği zamanlarda bir arkadaşı aradığında yalnızca telefona baktığını ama bir türlü cevap veremediğini hatırlıyor. Ya da evin ışıkları açık ve zili çalışıyorken biri geldiğinde gidip o kapıyı açmanın nasıl bir fiziksel acıya sebep olduğunu…
Sızdıran süt dolu bardak ise olumlu düşünmenin, bardağın dolu tarafından bakmaya gayret etmenin, ne kadar güç olduğunu gösteriyor.
(www.nolm.us)