Customise Consent Preferences

We use cookies to help you navigate efficiently and perform certain functions. You will find detailed information about all cookies under each consent category below.

The cookies that are categorised as "Necessary" are stored on your browser as they are essential for enabling the basic functionalities of the site. ... 

Always Active

Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.

No cookies to display.

Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.

No cookies to display.

Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.

No cookies to display.

Performance cookies are used to understand and analyse the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.

No cookies to display.

Advertisement cookies are used to provide visitors with customised advertisements based on the pages you visited previously and to analyse the effectiveness of the ad campaigns.

No cookies to display.

Shopping Cart
Total:

$0.00

Items:

0

Your cart is empty
Keep Shopping

Esra Özkalkan’dan Yeni Kitap: “Sera’dan Süreyya’ya”

Esra Özkalkan’ın “Uyan Aç Kalbini” adlı ilk kitabının ardından çıkan yeni eseri “Sera’dan Süreyya’ya” Doğan Kitap’tan yayınlandı.
Özkalkan, “Sera’dan Süreyya’ya” ile bu kez okurlarını sürükleyici hikayesi eşliğinde yüksek farkındalığın sırrına açılan bir yolculuğa çıkarıyor.

Sera’dan Süreyya’ya, ruhun özgürleşmesi arzusuyla yapılan yolculukta, geçmişten getirilen korkuları, travmaları, çevreden edinilen davranışları, huyları ve kimlikleri, illüzyon benlikleri şifalıyor. Bu roman eksik parçaları tamamlamak ve hayallerin ötesindeki gerçeğe ulaşmak için yazılmış bir eser olma özelliği taşıyor.

Esra Özkalkan, Sera’dan Süreyya’ya ile roman kurgusu içinde okuyucularını zihinsel hapishanelerinden, kendi ördükleri duvarların ötesine geçmek için bir yolculuğa davet ediyor. Yazar, kişisel gelişim romanında okurları büyük ilahi akışa geçmek için farklı benlikleriyle yüzleştiriyor ve kendilerini yeniden yaratmanın yöntemini öğretiyor.

Özkalkan; romanında eksik parçalarımız olduğunu, bunların da “Sera Benlik” olduğunu söylüyor. Yazar geçmişten gelen tüm korkuları, hastalıkları, aile ve çevreden edinilen tüm davranışları, huyları ve kimlikleri Sera Benlik olarak adlandırıyor. Yaşanan tüm bu iniş ve çıkışlar çaresizlik olarak nitelendirildiğinde ise her şey içinden çıkılmaz bir hal alıyor. İnsanın kendi kendine yarattığı Sera Benlikler ağır bir katmanla üst üste çevreleniyor ve bu hayatlarında blokajları meydana getiriyor.

Tüm kadim öğretiler ve bilgiler, aslında yokluk sırrını anlatarak gerçek varlığın ne olduğu hakkında tarif veriyor. Deneyimlemek kısmında da bizi kendimizle baş başa bırakıyor. Bu birçoğu için çok zorlu bir deneyimdir. Çoğu kişi takılı kalan adına blokaj veya travma denilen enerjiler nedeniyle ne yazık ki akışta kalamıyor ve “olmuyor” diyerek içsel yolculuğunu yarıda bırakıyor. Büyük üstatlar dahi kendi bilinçlerinde geçiş yaşadıklarında bir dolu çalkantıdan geçiyorken, bu yolun başındakiler için bu daha da zor oluyor.

Ben buraya ait değilim…

“Ben bu hapishaneye nasıl girdim Tanrım…” diye düşünüyordu Tarık, demir parmaklıklar bir bir üstüne kapanırken. Güneşi ve kuş seslerini ardında bırakıp, duvarlara sinen pişmanlıkların ağır kokusunu soluyarak ilerliyordu. Ağır sorgular, kelepçeler ve telsiz seslerinin ardından teslim edilmişti. İçeri girdiğinde karanlığa alışması gerektiğini düşündü. Gerçekten de çok karanlıktı, kendini adeta cehennemin kızgın alevleri içinde hissediyordu. Korkuyordu. Titremeye başladı. İçinde engel olamadığı bir ses “Ben buraya ait değilim” diyordu.

Tarık hem fiziksel hem de zihinsel hapishanesinden çıkabilecek miydi? Gölgesi olmuş karanlık kişiliklerinden özgürleşebilecek miydi? Bu dönüşümü için ona kim ışık tutacaktı?

Sera’dan Süreyya’ya okuruna kendi Sera Benliklerini yönetmeyi onları yuvaya döndürmeyi, dönüştürmeyi ve dolayısıyla özgürleşmeyi vadediyor. Okur bu eser sayesinde kâh Süreyya’dan genişleyecek, kâh Sera’dan Süreyya’ya yükselecek.

Esra Özalkan Kimdir?

Esra Özalkan 1968 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası Ticaret Yönetimi mezunudur. Küçük yaşlardan itibaren varoluşa meraklı olması onu büyük bir arayışa itti. Çeşitli vesilelerin bir araya gelmesi ile 1993 yılında Tasavvuf-Melamilik öğretisiyle tanıştı ve bu sayede hayata olan bakış açısı tamamen değişti. Bu değişimin getirdiği çok yönlü bakış açısıyla ve hiçbir öğretiye bağımlı olmadan gelişmeye ve “kendini bilme” yolculuğuna devam etmektedir.

Ruhsal gelişim uzmanı ya da diğer anlamı ile ruhsal şifacı olma yolculuğunda kendisine katkıda bulunan Tobias’dan SES (Cinsel Enerjiler (Eril-dişil dengelenmesi) Okulu) ve Veçheler (Aspecetolgy), Ron La Place’dan Merkaba uyumlamaları aldı. Eril-dişil dengelenmesinin önemini vurgulayarak “İlahi Dişil Farkındalığı ve DNA Uyumlanması” başlığı altında seminerler vermektedir. Doğaya ve de özellikle hayvanlara olan düşkünlüğü yüzünden vegan tarzı beslenmeyi tercih eden Esra Özkalkan, araştırmacı spiritüel yazar ve eğitmen olarak, Sümer tabletlerini tasavvufi bakış açısıyla yorumlamaktadır. İlk kitabı Uyan Aç Kalbini 2016 yılında yayınlanmıştır. Kitap çalışmalarının yanı sıra; Derki.com, Trendus.com ile The Wise, Yuvaya Yolculuk’ta yazıları yayınlanmaktadır.

Show Comments (0) Hide Comments (0)
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest


0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments