Yabancı Sahne’nin yapımcılığını üstlendiği, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’nin yarım kalan romanından tiyatroya uyarlanan ve yönetmenliğini Deniz Hamzaoğlu’nun yaptığı Netoçka Nezvanova oyununun ilk gösterimi KatSahne’de yapıldı.
Netoçka Nezvanova, roman dediğimizde ilk aklımıza gelen isimlerden biri olan Dostoyevski‘nin çok etkileyici romanlarından biridir. İnsanın ruhuna işleyen bir hikâyesi var. Yarım kalan bir hikâyeyi sahnelemek, ‘seyirci üzerinde nasıl etki bırakacak’ böyle bir belirsizliği de içeriyor. Ancak oyunu izlediğimizde adeta sarsıldık. Bu sezon içinde izlediğim en etkili oyunlardan biriydi.
Tiyatro, insanın ruhun derinliklerine işleyip, insanın ruhunda, düşüncelerinde etkiler bırakan bir sanattır. Özellikle Netoçka Nezvanova oyunu hikâyesi, sunuluşu ve oyunculuk performansı ile insan ruhunun derinliklerinde fırtınalar koparıyor.
Netoçka Nezvanova oyunu acıklı bir çocuk hikâyesi ile başlayıp, çocuğun gençlik dönemi dönemini anlatan bir hikâye. Oyunun sahne kurgusu, zaman geçişleri çok güzel kurgulanmış. Bir perdelik oyun seyirciye yetmiyor ve o aniden hikâyenin kesilişi seyirciye devamını da izlemek istiyoruz hissini veriyor. Netoçka rolünde oynayan Gülay Say‘ın oyunculuk performansı bütün izleyicileri etkiledi. Sahnede ki hareketleri, mimikleri, vücut hareketleri hepsi çok güzel kurgulanmış.
Gülay Say’ın performansı o kadar etkileyiciydi ki, seyirciler adeta nefes almaksızın izliyorlardı. Bakışları seyircilerin gözlerinden içeriye akıyor, sesi kulaklarımızdan kalbimize ulaşıyor ve ruhumuzu sarsıyordu. Özellikle ses geçişleri, mimikleri, sunumda ki güçlü anlatımı oyunun gücünü arttıran faktörlerdi. Rol geçişlerinde ki tonlamalar, bakışlar, yüz ifadelerine kadar bütün detaylarda çok başarılıydı. Oyunu izlerken insan işte tiyatro bu, sanat bu dedirtiyor.
İlk oyunda salon doluydu, sanatçıların da ilgisi de yoğundu oyuna; Özgün Özgülgün, Yavuz Pak, Pınar Çekirge, Serpil Tamur, Görkem Yeltan, Zeynep Köse, Melih Özdoğan gelen sanatçılardan bazılarıydı. Oyun sonu kısa sohbetler ettiğimiz sanatçılar da oyunu çok başarılı bulduklarını ve özellikle Gülay Say’ın performansını çok beğendiklerini söylediler. Genel olarak sezonun etkili oyunlarından biri olacağı değerlendirmesinde bulundular. Sonuçta bu güzel oyuna emeği geçen herkesi kutluyorum.
Nasuh Bektaş
Yabancı Sahne kuruluşunun 6. yılını, yine kuruluş tarihinde 23 Kasım’da Dostoyevski’nin yarım kalan eseri Netoçka Nezvanova için düzenlediği görkemli bir gala ile kutladı.
Yabancı Sahne, 23 Kasım’da İstanbul Kats Sahne ‘de 6.yıl ve açılış galasını Netoçka Nezvanova’nın Türkiye prömiyeri le taçlandıracak ve hemen sonrasında 29 Kasım’da Ankara TAKSAV Tiyatro Festivali’nde prömiyerini yaparak Ankara seyircisiyle buluşacak.
Roman Hakkında;
Netoçka Nezvanova Dostoyevski’nin yarım kalan ilk büyük roman denemesidir. Edebiyat sahnesinde belirdikten çok kısa süre sonra genç Dostoyevski ağabeyine yazdığı 1846 tarihli bir mektupta “büyük bir roman” yazmak istediğini belirtiyordu ve bu niyetle Netoçka Nezvanova üzerinde çalışmaya başladı. 1849 yılında tutuklanıp Sibirya’ya gönderilmesiyle roman yarım kaldı ve Dostoyevski bir daha bu romana geri dönmedi.Netoçka Nezvanova, fakir bir evde çilekeş annesi ve başarısız bir müzisyen olan babasıyla yaşayan Netoçka’nın acıklı çocukluk hikâyesiyle başlar, ilk gençlik ve gençlik anlatılarıyla devam eder. Yarım kalan bir romanın parçaları olan bu üç hikâyedeki temalar, Dostoyevski’nin sonraki yıllarda vereceği büyük eserlerin habercisi gibidir.”Netoçka Nezvanova, Dostoyevski’nin büyük romanlarındaki ideolojinin ve tekniklerin geliştirildiği bir laboratuvardır.”
-Konstantin Mochulsky-
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, Çevirmen: Anzhela Barshchevskaya, Dramaturg&Yönetmen: Deniz Hamzaoğlu, Oyuncular: Gülay Say, Zafer Altun, Koreograf: Bülent Develi, Müzik: Deniz Karausta, Işık Tasarım: Doğa Demirhan, Kostüm Tasarım: Gülay Say, Işık / Müzik Kumanda: İsmail Nadir Bilgili, Doğa Demirhan, Murat Mendeş, Görsel Tasarım: Osman Moustafa, Teaser: Kürşat Taşçı, Asistan: Murat Mendeş
“Neden diğer insanlar benim anne ve babamdan farklılar, görünüşleriyle bile? Neden diğer insanların yüzlerinde gülücükler varken bizim küçük köşemizde hiç kimse gülmüyor ya da hiçbir mutluluk ifadesi göstermiyor?” diye sorguluyor küçük Netoçka yaşamak zorunda kaldığı yazgısını… Dostoyevski küçük bir çocuk duyarlılığıyla ortaya seriyor, etrafımızdaki şartlar ve insanlar değişse de değiştirilemez olan yalnızlığımızı…
Edebiyat tarihi açısından önemli, ancak, yazarın diğer eserlerinin gölgesinde kalmış olan bu eser, küçük bir kız çocuğunun, çocukluktan ergenliğe geçiş sürecinde hayatı ve kendisini tanıma macerasını, yaşadığı büyük trajedilerden, sevgi ve dostluğa tutunarak sıyrılma çabasını, Dostoyevski’nin emsalsiz ifade gücüyle anlatıyor…