Kutsal İsyan – Bülent Bakan yazdı…
Günlerden bir gün isyan edesim tuttu, ben de isyan ediverdim. Bir arabaya atladım ve yola çıktım. Az gittim uz gittim, otoyoldan bölünmüş yola geçtim, köprülere bir servet ödedim, oksijen yuttum...
Günlerden bir gün isyan edesim tuttu, ben de isyan ediverdim. Bir arabaya atladım ve yola çıktım. Az gittim uz gittim, otoyoldan bölünmüş yola geçtim, köprülere bir servet ödedim, oksijen yuttum...
Günlerden bir gün küre henüz Yeni Küre Düzenine geçmeden çok öncesindeki bir kuşluk vaktini hatırladım. Marquez’in Yüzyıllık Yalnızlık romanında Aureliano Buendia’nın son anlarında hatırladığı buzu keşfettiği ana çok benziyordu. Bazen...
Günlerden bir gün kendimi ilginç bir törende buluverdim. ‘Yüksekten Uçanlar Yüksekten Bakar’ tesislerinin açılış töreniydi. Törende son avın taze bizon etlerinden yapılmış barbekü dâhil ilginç etkinlikler vardı. Törene kürenin en yüksek...
Günlerden her gün trene bindiğim ve gerisin geri döndüğüm günleri hatırladım. Sabah beş yirmi trenine yetişmek için billboardları ipe dizerdim. İpte kuruyan her billboard beni trene zamanında yetiştirirdi. Kasetçalardan dinlediğim...
Günlerden bir gün baktım ki yaz-ma vakti gelivermiş. Yaz-ma vakti geldiğinde Dünya Sanat Merkezi bulunduğu yerden kalkıp kürenin bu ücra köşesine geçici olarak avdet eder. Bir-iki günlüğüne, bir iki saatliğine,...
Günlerden bir gün tuhaftan öte bir işe başladım. Türkiye’deki koleksiyonerlerin envanterini çıkarmaya başladım. Koleksiyoner derken kaftan, ferman, pul ya da tespih koleksiyonu yapanları değil Medici soyundan gelenlerin, sanat eseri koleksiyonu...
Günün birinde gün yüzü görmemiş kara kıtanın doğu kıyısında ticaret ve zarafet güzergâhından uzak bir köşede bir balıkçının ağına küçük bir heykelcik takılır. Tarihsel olduğu ile ilgili hiçbir şüphe yoktur....
Günlerden bir gün bir yakasına kar yağmış, öbürüne yağmamış sonra yağmura çevirmiş ve diğer yakasına cömert davranmamışken bilim ve sanat açısından iki yakası bir araya gelmemiş şehrin birinde ödül almış-...
Günlerden kar yerine yağmur yağdığı bir günde bilim ve sanat açısından iki yakası bir araya gelememiş bir kentin batı yakasından doğu yakasına geçmeye çalışırken yıllar önce okuduğum bir kitabın giriş...
“I Got Plenty O’ Nuttin'” I got plenty of nothing And nothing’s plenty for me I got no car – got no mule I got no misery Folks with plenty...