Sanatçı Sevil Tunaboylu, ‘Nöbet’ adlı çalışmasını Depo’da gerçekleştirdiği son kişisel sergisi “Bitmez Tükenmez Dönüşe Geçtiler” sergisinde izleyici ile buluşturdu.
Sanatçı, bu sergide öğretmenlik yaptığı kurumun “mekânsal ve bürokratik dayatmalarının dışına çıkma çabasıyla desenler ve kilden heykeller üreterek, son beş yılda biriktirdiği nesnelerin beraberliklerinden oluşan yeni bir dil” kurduğunu ifade ederken, bu süreci şu şekilde anlatıyor:
“Okuldaki mesainin içine sanatsal üretim sürecimi sığdırarak, bir yandan mekânla bağ kurup farklı mecraları birleştirirken, diğer yandan malzemeyle düşünerek çalıştım. İş yerim ve serginin gerçekleşeceği mekânı hikayemin katmanlarıyla buluşturup geçirgen bir bellek oluşturdum. Burada kalıntılar, eşyanın dili, nesnenin hafızası, aidiyet ve köksüzlük kavramları arasında gidip gelen düşünme egzersizleri, deneyimin yoğunluğuna tanıklık eden imgeler, havada asılı kalan duygular ve oluşlar var.
Bunun yanı sıra üretimlerimin bir parçasını da bir ilişkilenme biçimi olarak kolektif çalışma grupları oluşturuyor. Konularını birbirlerinden farklı üslûplarla ele alan sanatçı ve eğitimcilerin ortak bir paydada üretme halleriyle ilgileniyorum.”
Toplamak, biriktirmek ve dönüştürmek sanatçının üretim sürecinin önemli bir parçasını oluşturuyor.
“Sokakta karşılaştığım nesneler, terk edilmiş mobilyalar, kentsel dönüşüme uğramış mahallelerin atıkları, kapı, pencere ve bina iskeletleri, günlük işlevini yitirmiş eşyalar çalışırken biriktirdiğim ve bir yerleştirmenin parçası olmayı bekleyen malzemelere dönüşüyor. Resim yapmanın yanında iki boyutun üç boyuta dönüşebilme ihtimalleri ilgimi çekiyor. Bir araştırma yöntemi olarak konularımı farklı mecralara taşırken, resimden heykele, heykelden fotoğrafa ve tekrar resme doğru bir aktarım alanı açıyorum. Bu alanda işlerin bulundukları yerle ilişkilerini temel alarak, şeylerin yan yanalıklarından doğan mekânsal kompozisyonlar yaratmaya çalışıyor, kadrajın dışında bırakılan, izlerine tanıklık edilen portreleri gizli öznelere dönüştürüyorum. Form ve objenin temsili üzerinden, süreç odaklı bir zaman diliminde, rutinden ve hareket etmekten aynı anda bahseden bir deneyimin izdüşümünü belgeliyorum.”
Sanatçının topladığı her bir parça yeni anlamları ile dondurulan bir anın, bir duygudan geçişin ifadesi olarak karşımıza çıkıyor. Öğretmenlik yaptığı okuldaki nöbet tutma rutini ise bir yerleştirme olarak ‘Nöbet’ çalışmasında ifade buluyor.
“Öğretmenlik yaptığım okulda her Perşembe öğle aralarında nöbet tutardım. Burası, yaşadığım mahalleden epey uzakta, Belgrad Ormanları’na yakındı. Havanın görece daha temiz olması dışında sevmek için sebep aradığım bu muhitte, etrafında yeşil tepeleri olan, henüz bazı kısımları bakir kalabilmiş ama yakında iş makinalarıyla dolacağı kesin gözüyle bakılan sulak bir araziyle ve kremalı kayısılı pasta görünümlü villalarla çevrili bir okul bahçesinde, nöbet tutmayı ben istemiştim. Bu Kuzey ışığına bulanmış suni dünya ilgimi çekiyordu. Geçtiğimiz Kasım ayında Tütün Depo’sunda gerçekleştirdiğim kişisel sergimde bu öğle arası rutinini Depo’nun sergi mekânına taşıdım.”
Sevil Tunaboylu Kimdir?
Sevil Tunaboylu Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü’nden 2005 yılında mezun oldu. 2008-2010 yılları arasında kâr amacı gütmeyen bir inisiyatif olan Mtaär Açık Sanat Alanı’nın eş yürütücülüğünü üstlendi. 2007 yılından bu yana görsel sanatlar eğitmenliği yapan Tunaboylu, ilk kişisel sergilerini 2012 ve 2015 yıllarında Sanatorium Galeri’de açtı. 2017 yılında Suzi Erşahin’in İsveç Konsolosluğu’nda Türkiyeli kadın sanatçıları konuk ettiği “Tiny Office Art” projesi kapsamında bir kişisel sergi, 2018 yılında ise Güneş Terkol ile birlikte NOKS Bağımsız Sanat Alanı’nda “Üç Pencerelik Oyun” ve Eda Gecikmez ile artSümer Galeri’de “Güneş Yerinde” grup sergilerini hazırladı. “Bitmez Tükenmez Dönüşe Geçtiler” adlı son kişisel sergisini 2020’de Tütün Depo’sunda açtı. İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor.
Ana Görsel: Sevil Tunaboylu, Nöbet, 2020, mekâna özgü yerleştirme, değişebilir boyutlarda branda, çelik teller, çeşitli boyutlarda seramik rögar kapakları, fotoğraflar (metalik c-print baskı – 30 x 40 cm.), (aydinger baskı, 40 x 60 cm.)
Görseller: Sanatçı izni ile