Sanatçı Eşref Yıldırım’ın “Arkadaş Z. Özger, Yalnızlık Her Sabah Öldürüyor Beni” adını verdiği çalışması Arkadaş Zekai Özger’in “Bir Gün Sevişmeyi Bana” şiirinden bir bölümün örgü ile yazılmasından ve şairin portresinden oluşuyor.
İlk olarak Zilberman Gallery’de sergilenen çalışmalardan örgü işi ise 8 Haziran’da KOLİ Art Space’de açılacak olan ‘Karşı Pencere’ adlı karma sergide izleyici ile tekrar buluşuyor.
Eşref Yıldırım‘ın işleri, toplumsal ve siyasi güç odaklarına işaret eden medya temsillerinden ve toplumu şekillendiren sosyal tabulardan yola çıkar. Sanatçı, sosyal hiyerarşilerin baskısından, tanımlanmış cinsiyet rollerinden ve ırkçılıktan bunalan bireysel yaşamlara odaklanır. Yıldırım’ın resimle olan sürekli diyaloğu ve geri dönüştürülmüş malzeme seçimi sanata olan yaklaşımının temelinde yer alır.

Resimlerinde ağırlıklı olarak portreye odaklanır. Şair portreleri, üçüncü sayfa portreleri, şüpheli asker ölümleri ve yakın tarihten silinen kadın kahramanlarla ilgili portre serileri vardır. Çalışmalarında resmin yanında performans, video, örgü, sanatçı kitabı, yerleştirme gibi geniş bir alana yayılan yöntem ve materyal zenginliği görülür. Ama tüm çalışmalarının temelinde performatif bir yaklaşım olduğu söylenebilir. Yapıt; yırtmak, sökmek, örmek, yürümek, kayıt tutmak gibi çoğunlukla geniş zaman içinde sürekli tekrarlanan eylemlerin sonucunda oluşur.

Sanatçı, portre çalışmasının Zekai Özger’in kendisine taktığı ismiyle Arkadaş’ın bir fotoğrafından hareketle yapılan bir tuval resmi olduğunu anlatıyor.
Arkadaş Z. Özger (194-1973), sadece devrim şiirlerinin yazıldığı dönemin ağır siyasal ortamında kendine has sesiyle var olabilmiş eşcinsel bir şairdi. 1971’de Sosyal Bilimler Fakültesi yurduna faşistlerin yaptığı saldırıda işkence gördü. Bundan 2,5 yıl sonra, hayal ettiği “Sakalsız Bir Oğlanın Tregedyası” isimli şiir kitabının yayınlayamadan, daha 25 yaşındayken beyin kanaması sonucu öldü. Bugünlerde çokça paylaşılan “siz inanmayın bir gün değişir elbet / güneşe ve penise tapan rüzgârın yönü”, “pencereyi kapama / gök dolabilir içeri” gibi dizelerin yazarıdır.

Örgüyü sanatında bir ifade aracı olarak kullanan Yıldırım, çalışmasını şöyle ifade ediyor:
“Sanat dediğimiz şey eğer bir yönüyle bir bağ kurma girişimi, hayali, umuduysa yalnız, sevgisiz, insansız başlanan günlerin yoğun emek ürünü olan bu dokuma Arkadaş’a kırık, utangaç bir selam gönderir. Düğüm düğüm örmek, o şiirle çok uzun bir vakit geçirmek; hissettiği gibi yaşama olanağı kısıtlanmış bir dünyada o hayatı yaşamasına bile izin verilmeyen, sonra da yıllarca şiirleri okunmayan, görmezden gelinen şaire bir borç ödemek, teşekkür etmek, hakkını vermeye çalışmak gibidir.”
Eşref Yıldırım Kimdir?
1978, Bursa doğumlu sanatçı çalışmalarını İstanbul’da sürdürüyor. 1998 yılında Uludağ Üniversitesi, İznik Meslek Yüksekokulu, Çini İşlemeciliği Bölümü’nden, 2005 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim Bölümü’nden mezun oldu. 2011 yılından bu yana Zilberman Gallery tarafından temsil edilmektedir. Kişisel sergilerinden bazıları : Yenilgi Günlüğü (Zilberman Gallery, 2018), Küçük Suçlar Hapishanesi (Zilberman Gallery, 2014), Sağol! (Zilberman Gallery, 2014) ve Hiç Kimsenin Ölümü (Zilberman Gallery, 2012). Sanatçının katıldığı karma sergilerden bazılarıysa şunlardır: Karşı Pencere (Koli Art Space, İstanbul, 2021), Apartman 52 (Yeldeğirmeni, İstanbul, 2021), THE RED GAZE (Zilberman Gallery, Berlin, 2016), Kötülüğün Şeffaflığı ya da Ötekine Bakmak (Kare Sanat, İstanbul, 2015), Küçük Suçlar Hapishanesi (Sinopale 5, Sinop, 2014), Figure Out, (Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri, 2012), Arada, (İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti, MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür Merkezi, İstanbul, 2010), Sınırlar ve Yörüngeler 6 (Siemens Sanat Galerisi, İstanbul, 2009).
http://esrefyildirim.blogspot.com/
Görseller: Sanatçı izni ile
Fotoğraf kredisi: Kayhan Kaygusuz