Beethoven’ın 45 dakikalık sonatını çalmaya hazırlanan Fazıl Say, Beethoven ve Nazım’ın ortak yanını yazdı.
Fazıl Say, Odatv‘deki yazısında Beethoven ve Nazım Hikmet‘in yaşama ve üretme hırslarının aynı olduğunu belirtti ve bu benzerliği şöyle kaleme döktü:
‘Beethoven 49 yaşındaydı, sağırlığının ve depresyonunun iyice arttığı çok zor yıllarıydı, artık eserlerinin çalındığı konserleri duyamıyordu, hatta evde kendi çalışını bile duyamıyordu, ve insanlık tarihinin en dahiyane, en deli, en ilerici, en cesur bestecisi kaderiyle savaşıyordu…
O günlere dair, bana biraz Nazım’ın hapiste 10.yılında yazdıklarını hatırlatır. Beethoven’ın hayata asılmasının derinliği; “İçimdeki sesi dinliyorum elde kalan .. önemli olan içimizi duymak” der. Aynı Nazım’ın hapisten haykırışı gibi “Yetmişinde bile zeytin dikeceksin / hem de öyle çocuklara kalır filan diye değil / Ölümden korktuğun halde ölüme inanmadığın için / Yaşamak yani ağır bastığından” diye yazar Nazım “yaşamaya dair” şiirinde, “yatar ama zincirini kırmış yatar, en ala bir mertebeye ermiş yatar, yatar Bursa kalesinde” der bir başka şiirinde.
İşte yaşama ve üretme hırsı önlenemez, ne hapiste 10. yılındaki Nazım için, ne de kendisine en gerekli duyusunu kaybeden Beethoven için.’