Özgün tekniği ile oluşturduğu portre resimleri dikkat çeken, uluslararası arenada da portre ressamı olarak adından sıkça söz ettiren usta ressam Bahri Genç ile çalışmalarını sürdürdüğü İstanbul’daki atölyesinde buluştuk ve sanatı üzerine bir sohbet yaptık.
Keyifle okuyacaksınız.
Oğuz Kemal Özkan / KitaptanSanattan.com
- Tanımayanlar için kısaca Bahri Genç’i tanıtır mısınız ve resme ilginizin ne zaman, nasıl başladığını kısaca anlatır mısınız?
1963 Erzurum doğumluyum.1982’de İ.D.G.S.A.’ya girdim. 1992’de Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Devrim Erbil Atölyesini yüksek resim mezunu olarak bitirdim.
Babam Köy Enstitülerini yarım bırakmış ve sanırım resim öğretmenleri ondaki resim yeteneğinin ortaya çıkmasına vesile olmasındandır ki ben de babamın yaptığı resimlerden etkilenmiştim ve bu sayede çocukluktan itibaren resimle tanışmış oldum.
‘İnsan yüzünün en son an ki görüntüsü geçmişte yaşadıklarının bir haritası’
- Portre ressamı olarak da nitelendiriliyorsunuz. Neden portre? Ve tekniğinizi de kısaca anlatır mısınız?
Orta okul ve lise yıllarında sebebini bilmeden portre yapmak ilgimi çekmişti. Akademiye başladığımda figüratif bir anlayışa yakın olan Neşet Günal atölyesinde bulunmakta önceleri benim için iyi bir şanstı. Sanat tarihinde özellikle portre ve figür alanında üstün başyapıtlar veren ressamlar ilgimi daha çok çekmişti. Örneğin Titian, Velazquez, Rembrandt, Frans Hals Lovis Corinth v.s o yıllarda natürmort, enteryör, peyzaj denemelerime rağmen portre yapmakta karar kıldım ve benim için tutku haline dönmüştü.
Portreyi neden sevdiğimi düşündüğüm zaman içimden gelen yanıt şu oluyor; insan yüzlerinin çok değişik biçimlerde olması ve zengin ifadeler taşıması beni bu yüzleri resmetmeye itiyor. İfade verebilmenin zor olması da portre yapmayı benim için daha çekici kılıyor.
Teknik olarak üst üste yer yer transparan ince ve kalın dokular oluşturarak yaptığım resimleri ve portreleri son yıllarda çok geniş yüzey fırçalarıyla oluşturuyorum. İnsan yüzünün en son an ki görüntüsü geçmişte yaşadıklarının bir haritası ve bu haritada biriken duyguların izleri de beni bu tekniğe itiyor sanırım. Tekniğimin yani kat kat sürüşlerin belki de kat kat yaşanmış duyguların izlerini resmetmeye daha uygundur diye düşünüyorum.
- Portre sanatında örnek aldığınız ya da beğendiğiniz sanatçılar kimler?
Resim sanatında örnek aldığım sanatçılardan en başta gelen Rembrandt’dır. Günümüze yakın isimlerden ise Francis Bacon ve Lucian Freud var. Özellikle Francis Bacon’un portre sanatında ki yaratıcı biçim anlayışı da ilgimi çeker ve heyecanlandırır.
- Resim dışında iyi bir fotoğrafçı da olduğunuzu biliyoruz. Fotoğraf sanatı hakkında ne düşünüyorsunuz? İlginiz ve resimlerinize etkisi nedir?
Genelde canlı modelden özellikle son dönemlerde desen çizmeden boyama yapıyorum fakat bazen de fotoğrafa bakarak resimlerimi yapmamdan dolayıdır ki fotoğraf çekmeye başlamıştım ve resim sanatındaki kadraj ışık ve açık koyu değerleri de bilmem çektiğim fotoğraflara da yansıdı. Yani fotoğraf sanatçısı olmaya uğraşmadım ama birikimimle bu fotoğrafların bazılarından iyi sonuçlar aldım diyebilirim ve daha sonra foto pentür diyebileceğim işler de oluşturdum.
‘İyi bir portre yapabilmek için desen çok önemlidir’
- Bir portre ressamı olarak resmi, resimlerinizi fotoğraftan ayıran noktalar nelerdir? İyi bir portre ressamı olmanın sırları nelerdir?
Resimlerim yakın planda çok soyut-abstract bir görünüşte, resimden uzaklaşınca realist bir görünümdedir. Bu da resmimi fotoğraftan farklı kılan bir sonuçtur.
İyi bir portre yapabilmek için desen çok önemlidir ve de çok çalışmak tabi ki.
- Uzun yıllar UPSD yöneticiliği yaptınız. Plastik sanatlar camiası içindesiniz. Onlarca sergi açtınız. Türk resim sanatının geldiği noktayı ve bu ortamı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sanatta ülkemizdeki son durumu şöyle değerlendiriyorum; iyi sanatçılar var, iyi sanat var. Fakat önemli olan bu sanatçıları evrensel platforma taşımak. Bu da devletin ve özel kurumların desteği ile olabilir. Bu destek varsa da yeterli değildir. Galerilerde genelde bir sanatçıyı marka yapalım evrensel boyuta taşıyalım derdinde değiller maalesef.
‘Rembrandt yorumlarımdan birisinin sergi için afiş olması güzel bir sürpriz oldu’
- Hollanda’nın Lahey(Den Haag) şehrinde bulunan ve uzun bir sanat geçmişi olan Pulchri Studio’da gerçekleşen Aura /Contemporary Turkish Art sergisine siz de katıldınız. Kısaca bu sergiyi ve eserinizi anlatır mısınız?
Aralık ayında yaklaşık 18 Türk sanatçısı olarak Lahey’de Pulchri Studio ‘da Bağımsız Sanat Vakfı öncülüğünde Aura_Çağdaş Türk Sanatı adında bir sergi açtık ve başarılı bir sergi oldu. Benim açımdan da bir süredir yaptığım Rembrandt yorumlarımdan birisinin sergi için afiş olması da güzel bir sürpriz oldu diyebilirim. Ama çok zor şartlarda ve çok az devlet ve özel destekle yapabildik. Umarım gelecekte hem özel hem de devlet desteği olan daha iyi sergiler açabiliriz.
- Son olarak ülkemizde yeni projeler ya da sergi çalışmalarınız var mı?
Yeni proje olarak Corpus Galeri’de kişisel sergim olacak. Sergide farklı dönem işlerimin yanı sıra yeni ve görülmemiş işlerim de olacak.
- Bu güzel sohbet için teşekkür ederim. Başarılarınızın devamını dilerim.
Ben teşekkür ederim.
Oğuz Kemal Özkan / KitaptanSanattan.com