Customise Consent Preferences

We use cookies to help you navigate efficiently and perform certain functions. You will find detailed information about all cookies under each consent category below.

The cookies that are categorised as "Necessary" are stored on your browser as they are essential for enabling the basic functionalities of the site. ... 

Always Active

Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.

No cookies to display.

Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.

No cookies to display.

Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.

No cookies to display.

Performance cookies are used to understand and analyse the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.

No cookies to display.

Advertisement cookies are used to provide visitors with customised advertisements based on the pages you visited previously and to analyse the effectiveness of the ad campaigns.

No cookies to display.

Shopping Cart
Total:

$0.00

Items:

0

Your cart is empty
Keep Shopping

Ayşenur Yazıcı’dan Acı Ve Gerçek Bir Hikaye: “Çit”

Sunucu-Yazar Ayşenur Yazıcı’nın gerçek bir hikayeden yola çıkarak yazdığı romanı “Çit” raflarda yerini aldı.

Yazım aşamasında duygusal olarak çok etkilendiğini söyleyen Yazar Ayşenur Yazıcı, “mahvoldum” şeklinde duygularını dile getirdi.

Yazarın kitap hakkında düşünceleri şöyle;  

“Şiddet, hem uygulayanı, hem maruz kalanı, hem de üzerinde çalışanı mahvediyor”  diyor ya gazeteci Leyla Pervizat.

Doğruymuş! Ben de mahvoldum.

Bu kitapta kaleme aldığım gerçek bir vakayı romanlaştırabilmek için yıllarca kendi etimle beslendiğim de doğru maalesef.

Bu kadın cinayetini yazarken çok ağladım, çıkar yol bulabilmek için çok debelendim.

Şu “namus” dedikleri şey nasıl bir şeymiş ki biri gelip çaldığında, işin suçlusu çalan değil de namusunu yitiren oluyor?

Olayın kahramanlarını yazabilmek için her birinin ruhuna girmek gerekiyormuş gerçekliği olduğu haliyle aktarabilmek için. Yazarın da tecavüze uğraması gerekiyormuş, yaralanması, üşümesi, morga kaldırılması, karanlıkta kimsesiz kalması, kaçması ve katiliyle evlenmesi…

Kitap bittiğinde eğer sizin de kalbiniz sızlıyorsa, içinizden bir ses akıl hastalıklarının cezalandırılması konusunda uluslararası hukuk kurallarının bile artık değişmesi gerektiğini bağırıyorsa Esra ve Zeynep’in hikayesini boynumun borcu olarak üzerime giyebilmişim demektir.

“Annelerin kaderini kızları mı temizle çeker?” sorusunun cevabını bu hikayenin içerisinde bulabilmenizi dilerim.
Göreceksiniz ki kimsesizlik insan için bir felaket!

Terk edilmiş ve kıymeti bilinmemiş her şeye mutlaka bir leş kargası üşüşüyor.

Yayınevi: Destek Yayınları
Sayfa Sayısı: 240
Basım Tarihi: Kasım 2020

Show Comments (0) Hide Comments (0)
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest


0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments