Film tercihlerimi, senaryo, senarist ve cast sıralamasına göre yaptığımdan Onur Ünlü’nün hiçbir filmini izlememiştim. Çünkü karakter analizlerinden tutun da mekân, kostüm gibi filme dair her şey bütün ayrıntılarıyla senaryoda sahnelendiğinden yönetmenin eline hazır malzeme verilmiştir. Dolayısıyla görüntüye aktarılacak hikâyenin kurgu, görüntü ve anlatım dili, yönetmenin yetenek ve deneyimini ortaya koyacaktır. Ancak bazı özel durumlar dışında yönetmenin filme katacağı pek fazla bir şey yoktur.
Adana Film Festivali‘nden iki ödülle dönen, 11 Mayıs’ta da gösterime giren Onur Ünlü imzalı “Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yoktur” adlı filmi 07 Mayıs’ta basın gösteriminde izledim. Filmi izlememin nedeni ise ödül almış olması değil senaryonun da kendisine ait olmasıydı.
Dedektifin fetiş fantezileri
Kamerasını 30’lu yaşlarda cinayet masası dedektifi Salim’in göz muayenesi ile açan Onur Ünlü, ilerleyen sahnelerde ise Salim’in fahişelik yapan annesinin, öldürülen adamın karısı Handan’ın ve cinayet zanlısının karısı kör Leyla’nın üzerinde gezdiriyor. Doktorun ifadesiyle iki ay içerisinde kör olacağını öğrenen Salim, bir yandan kendisini karanlık dünyasına hazırlarken diğer yandan ortağı kadın dedektifle birlikte cinayeti çözmeye, öldürülen kişinin karısı Handan’la (Demet Evgar) başlıyor. Görme engelliler okulunda çocuklara ders veren Handan’ın, kör olduğu gerçeğiyle karşılaşan Salim’in karakteristik özellikleri bu aşamadan sonra perdeye yansımaya başlıyor.
Handan’ı sorgularken ona aşık olan Salim, ret cevabını alıyor fakat Handan’ın peşini bırakmıyor. Bu defa doğrudan sevişmek istediğini söylüyor ve hedefine de ulaşıyor. Daha sonra Handan’ın çevre ilişkilerinden yola çıkarak Leyla’ya ulaşıyor ve ona da aynı teklifte bulunuyor ancak ret cevabı alıyor. Aşkın cinselliğe indirgendiği, dedektiflik kimliğinin aracı olarak kullanıldığı filmde Salim’in, cinayeti çözmekten ziyade fetiş fantezilerini tatmin etme amacında olduğu detaylı çekimlerle seyircinin gözüne sokuluyor.
Puzzle oyununda resim tamamlanamıyor
Konu, kurgu ve anlatım dili olarak “Dressed to Kill” in giriş sahnesindeki sekansların referans alındığı, deneysel bir alan çalışmasını anımsatıyor. Fakat sekansları oluşturan sahneler ayrı olsa bile kendi içinde yine de bir bütünlüğe sahiptir. Başından sonuna değin gerçekçi bir zemine oturtulamayan öyküye, olaylar örgüsünün birbirinden kopukluğu da eklenince film, puzzle oyununa dönüşüyor ve parçalar birleştirilmeden de final yapıyor. En azından kaçınılmaz sondan önce bir umut sahnesinin çekilmesi, filmi kurtarabilirdi. Ki, bu da sinemanın altın kurallarından birisidir.
Klasik “Aşkın gözü kördür” deyimiyle aynı adı taşıyan filmde dedektif Salim, sorguya çektiği kişilere tehditler savuruyor, Handan’ın evine gizlice girerek röntgenliyor, cinayet zanlısının karısını kaçırıyor. Handan’ın korumasıyla bire bir girdiği silahlı çatışmada vurulduktan hemen sonra da farklı bir mekâna geçerek yuvarlanması ve birkaç yüz metre sonra da cinayetin işlendiği bıçağın yanında durması tüy dikiyor. Tabi akıl ve ruh sağlığı yerinde olmayan bir dedektife böylesine önemli bir görevin neden verildiği, fark edilmesine rağmen neden görevden alınmadığı da perdede kocaman bir soru olarak kalıyor.
Veysel Boğatepe
Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok
Senaryo: Onur Ünlü
Yönetmen: Onur Ünlü
Yapımcı: Hayri Aslan
Tür: Gerilim, Polisiye
Vizyon: 11 Mayıs 2018
Dağıtım: CGV Mars Dağıtım
Oyuncular: Fatih Artman, Demet Evgar, Ezgi Eyüboğlu, Hare Sürel, Ayşe Nil Şamlıoğlu