Türküleri severim, içinde acılar, sevinçler, özlemler, ayrılıklar barındıran gerçek yaşam öyküleridir. Az önce adıma yakılmış bu Siverek türküsünü radyodan dinlerken içim bir tuhaf oldu, gülmekle ağlamak arası karmaşık bir duygu sarmalındayım şu an.
Bu türkünün günümüze kadar gelen öyküsü şöyledir:
Siverek‘te Armina isimli genç bir kız, yakışıklığıyla nam salmış ve genç kızların yüreğini yakan Cemil‘e sevdalanır. Buradan da anlaşılacağı üzere Cemil’ler her devirde gönül çelen imiş.. Ancak Cemil’in bundan haberi yoktur, deseler de inanmayın her erkek (hele bencileyin yakışıklı ise) yaktığı gönülleri bir bir bilir. Zamanla Armina’nın Cemil’e olan sevdası dillerde dolaşmaya başlar. Armina bu sevda yüzünden günden güne erir. Sonunda bu haber Cemil’in kulağına gider ve bir gün tarla dönüşü Armina ile karşılaşır. Karşısında güzeller güzeli, bir kız görür. Cemil de Armina’ya sevdalanır. Aileleri evlenmelerine engel çıkarır. Sevda acısına dayanamayan Cemil hastalanır. O dönemin ileri gelenleri araya girip, Armina’yı Cemil’i ile evlendirirler.
Ama maalesef Cemil’in yüreği öylesine örselenmiştir ki bu sevdadan, yüreğinde kör sönmez ince bir hastalığa (vereme) yakalanır.
Cemil’in verem oluşunun gerçek nedeni Armina’ya olan aşkının umutsuzluğu değildir-küçükte olsa bir payı vardır muhakkak- ama onu asıl ölüme sürükleyen neden Armina’yı gelin olarak kabullenmeyen yaşadığı bağnaz kültürün toplumsal baskısıdır.
Cemil ile Armina eğer mutlu bir yaşam sürebilseydiler ve böylesi aşklar kültürler arsında hoşgörü ile kabul edilebilir olsaydı, yaşadığımız coğrafyanın bugünkü sorunlarını yaşamıyor olacaktık.
Bir müddet sonra Cemil kahrından ölür ve Armina’sından ayrılır. Armina’nın dünyası kararır. Cemil’ini kaybetmiştir. Cemil’e ağıtlar yakar türküler de çağırır. Dilden dile dolaşan bu türkü zamanla anonim hale gelir ve tüm Anadolu coğrafyasında söylenir.
Türkünün ezgisinin ilginç özelliklerinden biri de bir yandan hıçkırıklarla ağlatırken, diğer yandan kalkıp oynatıyor olmasıdır.
Armina bir Ermeni kızıdır. Bin yıldır bu coğrafyada birlikte yaşamış bu insanların böyle binlerce yaşanmış dramatik hayat öyküleri vardır.
Ben Cemil’inde etnik olarak Türk kökenli olduğunu sanmıyorum. Büyük olasılıkla Kafkas kökenli olduğu hissi var içimde.(yakışıklılığı ve romantik bir ruha sahip olması bu olasılığı güçlendiriyor)
Şakası bir yana etnik kökenlerimiz ne olursa olsun “birlikte yaşayabilme” erdemini koruduğumuz kadar insan olduğumuzu savunuyorum.
Hala bir şansımızın olduğu hissini yüreğimde taşıyorum.
Sondan bir önceki duraktayız, dinimiz, dilimiz etnisitemiz ne olursa olsun biz;
i N S A N I Z.
Cemil Biçer
*** *** *** *** ***
Cemil (Kormiskanda Bir Kuş Var)
Kormiskanda bir kuş var Cemil
Kanadında gümüş var Cemil
Alo gitti gelmedi Cemil
Albet bunda bir iş var Cemil
Bavus yolu incedir Cemil
Ne karanlık gecedir Cemil
Yastık kurbanın olan Cemil
Yar yatışı incedir Cemil
Mahreke urdim ata Cemil
Kalk gidağ Eyvanata Cemil
Genç ömrümü çürüttüm Cemil
Yalaviz yata yata Cemil
Anan öle Cemil
Baban öle Cemil
Öksüz kalasan Cemil
Benim olasan Cemil