Shopping Cart
Total:

$0.00

Items:

0

Your cart is empty
Keep Shopping

Helmuth Von Moltke Üzerine – Uğur Yeşilgöz yazdı…

1800 tarihinde zamanın Prusya’sının küçük bir kasabasında doğan Helmuth Von Moltke, Avrupa’da askeri dehasıyla büyük bir ün salmadan önce, gezinti amacıyla geldiği Osmanlı topraklarında gayet saygı gören bir Alman subay olarak anılmasının yanında; hazırladığı çizim, haritalar; kitaplaştırılan hatıra ve tespitleriyle, gizli kalan tarihimize yabancı bir gözle ışık tutmuştur.

1835-1839 yılları arasında; Türkiye topraklarında bulunan Moltke, iki yıldan fazla bir sürede İstanbul’da ikamet etmiştir.  Henüz birkaç yıl öncesindeki yeniçeri kıyımının gölgesindeki Babaali’de; Padişah 2. Mahmut orduyu, Avrupa devletleri orduları ölçüsünde modernize etmeye uğraşmakta ve Avrupalı subaylara büyük önem vermektedir. Moltke’de de olduğu gibi, hemen hemen bütün Almanlarda güneşli güney topraklarına karşı bir özlem bulunmaktadır. Bu anlamda gezisine İstanbul’dan sonra Atina ve Napoli istikametinde devam etme amacındaki Moltke, ülkesinden izin alınarak bir anlamda alıkonulmuştur. Bu durumun en büyük sebebi, çok iyi bir okur olmasının yanısıra çok iyi bir gözlemci olması ve tespitlerini cesaret ve alçakgönüllülükle paylaşmasıdır.

Nizamiyede askeri öğretmen olarak göreve başlayan Moltke, bir taraftan da İstanbul’un çeşitli kesimlerinin semt semt, cadde cadde; çizimlerini yapmış, haritalarını çıkartmıştır. Bir seferinde Beyoğlu’nda vitrinde gördüğü bir damatlığı üstüne geçirmiş, elinde eskis defteriyle çocukların ilgisi ve arkadaşlığıyla çizim yapmaya devam etmiştir. Şehirde bulunduğu sürece yerleşim ve istihdam sorunlarını belirlemeye gayret göstermiştir.

Nizamiye askerleri yetiştirme görevinin yanı sıra haritalama işlerine; İstanbul dışına Edirne, Çanakkale, Bulgaristan, Tuna dolaylarında devam eden; bu sürede sürekli İstanbul’da ikamet eden Moltke oldukça ilginç tespitlerde bulunmuştur. Örneğin yanlarında ikamet ettiği aynı zamanda evin babasının tercümanlık yaptığı Ermeni ailesinin geleneklerini Türklere çok benzetmiş, genel olarak Ermenileri Hıristiyan-Türk olarak nitelendirmiştir. Bu ailenin kapalı kızlarını aynı evde kalmalarına rağmen uzunca bir süre görememiş, ancak geleceği parlak bir subay olduğu ailenin annesi tarafından anlaşılınca kızların bütün alımlarıyla ortaya çıktıklarını hatıratında dile getirmektedir.

Moltke tarihi bilgisiyle; İstanbul içerisindeki Latin, Ceneviz, Venedik, Bizans yapılarının tarihsel dönüşümleri hakkında çıkarımlarda bulunmuş, bu alanların korunabilmesi için alınacak önlemleri belirtmiştir. 1871 yılından sonra Truva’daki tarihi eserleri ülkesine kaçırarak, bölgenin dokusuna oldukça zarar veren Alman amatör Arkeolog Heinrich Schliemann’dan 40 yıl öncesinde bölgeye gelmiş olan Moltke, bölgenin genel dokusunun ihtişamını hayranlıkla anlatmıştır. Truva’yı yüksek kemerler, dev gibi direkler muazzam alanları kaplayan temeller içerisinde ormanlık alanın içerisinde göz kamaştıran bir antik kent olarak tasvir etmiştir.

Bir Alman olan Moltke, Türkiye’deki etkin kökenler ve toplumsal yerleri hakkında gözlemlerde bulunmuştur. Ermenileri Türk- Hıristiyanlar olarak yorumlayan Moltke, Türklerin ecnebi dil bilmeyi küçümsediği için genellikle Ermeni ve Rumları tercüman olarak kullandıklarından, Ermenileri kendilerine daha yakın gördüklerinden bahseder. Yahudileri gösteri sanatlarındaki maharetleriyle, Tatarları ise arazi kılavuzluğu ve at sürme becerileri sayesinde iyi haberciler olarak betimler.

Moltke, 1938 yılında Anadolu’yu boydan boya geçerek Toros ordusuna katılır. Hali hazırda Mısır’da Mehmet Ali Paşa anlaşmazlığı devam etmektedir. Bir seneden fazla sürede, Malatya bölgesi ağırlıklı; Fırat ve Dicle havzası boyunca daha önce hiç haritalanmamış bölgelerin haritasını çıkartır. Bu dönemde Toros dağları boyunca Erciyes Dağından Munzur Dağlarına kadar alanları gözlemleyip yüksek yerlerden krokiler alır. Örneğin Malatya’dan Dersim bölgesine haritalama yapmak için yaptığı yolculuğu mektuplarının birinde şu şekilde anlatmaktadır: ‘‘Buradan elli altmış saatlik bir mesafeden de görülebilen bir nokta olan Munzur dağının yüksek doruğunu trigonometrik ölçüm için esas aldığım yolcuğumda sürmekte olan ilkbaharın, çok yüksek olan karlar yüzünden, sarp ve tehlikeli yollarda karşımıza çıkardığı engellerden başka yenecek bir zorluk yoktu.’’ şeklinde yolculuğunu anlatmış, işini nasıl sağlama alan biri olduğunu ortaya koymuştur.

Moltke oldukça  nitelikli askerdir. Bunu en iyi görev aldığı, Mısırlı Mehmet Ali Paşa’nın ordusuna karşı yapılan Nizip savaşında göstermiştir. Komutanların kişisel çıkarları adına bölünmüş ordunun birleşmesine uğramış, kaybedilen savaş esnasında yapıcı önerilerde bulunmuştur. Moltke devletteki sorunun temellerine inerek devletin vergi toplama ve askere alma yöntemleri dahil; memurlardaki rüşvet çarkının ülkeyi getirdiği durumu betimleyerek çözüm önerileri sunmuştur. Ayrıca farklı bölgelerdeki Türkmen, Kürt, Arap, Avşar toplumlarının idarenin yapıcı olmayan yönetimleri altında çektikleri çilelerden ve çözüm önerilerinde de bahsetmiştir.

Moltke’nin batılı romantizmi içerisinde başlayan Osmanlı gezisi doğanın ve paydaşı olan insanların çarpıcı gerçekliğiyle devam etmiş, Türkiye’yi terk ettikten sonra kendisine büyük bir tecrübe kazandırmıştır. Moltke, 1840 yılından sonra döndüğü Almanya’da kısa zamanda kendini göstererek,1857 yılında Prusya- Danimarka savaşını fiilen yönetmiş ve genelkurmay başkanı olarak görev almıştır. Aynı şekilde 1870 Fransa savaşının kazanılmasında da genelkurmay başkanı olan Moltke en büyük etkendir. Bu çalışkan ve gayretli subay; zamanında, meziyetli her askerde olacak özelliklere sahipti ve bu özellikleriyle Alman birliğinin tekrar sağlanmasında büyük etmen olmuş, günümüzde bile Alman tarihinin en büyük strateji dehası namı ile anılmaktadır. Ancak coğrafyamıza dair dile getirdiği aşikar durumdaki sorunlar ve çözüm önerileri bir çok kez farklı kişilerce dile getirilse de çözüm bulunma yoluna gidilememiştir.

Helmuth von Moltke’nin  zamanının Osmanlı topraklarında kaldığı dönemi anlatan ‘‘Türkiye Mektupları’’ ve ‘‘Kürdistan Dağlarından’’ adlı eserleri Türkçeye çevrilmeden önce bütün Avrupa’da büyük bir ilgiyle okunmuştur.

Uğur Yeşilgöz
(uguryesilgoz@hotmail.com)

Sigarayı Hemen Bırakmak İçin 10 Neden!

0
Show Comments (0) Hide Comments (0)
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments