Sanata yeni bir yer, yeni bir deneyim icin kolektif bilinç ile kurulan Sedef Gali ArtHouse’un Arnavutköy’deki yeni yerinde düzenlenen açılış sergisi 24 Eylül Cuma günü başladı.
İstanbul’un rengarenk kaosu, kültürel kontrastlar, cinsiyet eşitsizlikler gibi konuları ele alan Hisli Harikalar Kampanyası sergisi bir ay boyunca devam edecek.
Sanat ve sanatseverler arasında bir köprü kurmak, genç sanatçıları da desteklemek adına Arnavutkoy’de tarihi bir köşke konuşlanmış Sedef Gali ArtHouse, kurucusu olan sanatçı Sedef Gali‘nin “Hisli Harikalar Kumpanyası” başlıklı sergisine ev sahipliği yapıyor.
Gali, bu alanda ilk olarak kendi sergisi “Hisli Harikalar Kumpanyası”nı gerçekleştirdikten sonra farklı sanatçılara da hem sergi, hem de stüdyo hem de residency olarak destek verecek. Sedef Gali ArtHouse farklı lokasyonlardaki interaktif etkinlikler ile de sanata ilgi duyan herkesi kucaklayan ve yaratıcı süreçleri aktive eden bir oluşum.
Pratt Institute mezunu olan Sedef Gali en son “Istanbul Gazinosu” adli enstelasyonunu Miami Art Basel kapsamında Raw Pop-up’da sergilemişti. Önümüzdeki günlerde ise Gali’nin eserlerini ayrıca Contemporary Istanbul’da ve Ekim ayında Mehmet Sinan Kuran ile sürpriz bir sergide görebileceksiniz.
Arnavutköy Mah. Beyazgül Sok. No: 56
İstanbul
Sergi Metni:
“Sevdiklerim ve sevmediklerimin beni ben yaptıgı bir hikayedeyim. Aidim, hem kendime hem başkalarına. Numaram, odam, yerim belli de olsa, bırakıp gidemeyecek kadar bağımlı da olsam buraya, aslında “yer”sizim, evimi kalbimde taşıyorum, kendimde yaşıyorum. Her gun yeni bir bene de uyansam, yeni kokular da sinse ruhuma, yine benim. Birbirinden renkli, bazen en karanlık maskelerimi de giysem, yine benim. Bir ben gorurum beni. Onlar hoşgelsinler, yine gelsinler. Bedenim eskileri duysun, yenileri tatsın.
Zamansız ve mekansızım. Dogrudaki hiç bir noktaya ait degilim, tek bir yone gitmek zorunda degilim.
Aslında en gercek, en saf alan burası. Her travmanın, iç sesinin nefeslere doluştuğu, kendini gösterdiği yer burası. Tipki ruyalar gibi, dil sürçmeleri gibi, bilinçaltının yüzeye çıktığını görebiliyorum. Sadece seni degil, hepsini. Her hikayeyi anlatmıyorlar bana, ama ben okuyorum.
Arasında uçsuz bucaksız yollar olduğu sandığım duygularım aslında ince bir çizgiyle ayrılıyormuş. Yanyanalarmış çok hissedilenler, sadece farklı nehirden dökülüyormuş. Geç öğrendim. Ama daha onemlisi, çok hissettiklerimi doğru kullanmayı öğrendim.
Belki severim kim bilir, belki ben de severim. Ama ne fark eder?”
