Customise Consent Preferences

We use cookies to help you navigate efficiently and perform certain functions. You will find detailed information about all cookies under each consent category below.

The cookies that are categorised as "Necessary" are stored on your browser as they are essential for enabling the basic functionalities of the site. ... 

Always Active

Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.

No cookies to display.

Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.

No cookies to display.

Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.

No cookies to display.

Performance cookies are used to understand and analyse the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.

No cookies to display.

Advertisement cookies are used to provide visitors with customised advertisements based on the pages you visited previously and to analyse the effectiveness of the ad campaigns.

No cookies to display.

Shopping Cart
Total:

$0.00

Items:

0

Your cart is empty
Keep Shopping

Suriye’den Akan Kan: ‘Ayna Sırtı’ – Barış Mengütay yazdı…

11-16 Eylül 2012 tarihleri arasında Pasajist’te gösterilen video

Gölge: Işığın yaptığı çıkarma işlemi.
Işıktan seni çıkardık, gölgen kaldı.
Gerçeklikten seni çıkardık, ne kaldı?
Ayak sesleri yaklaşmakta olan vicdan ağrıtıcı gerçekliği nasıl
karşılamayı düşünüyorsun? Anlamak, yorumlamak ve
ifade etmek için kullandığın kavram ve paradigma sandığında neler var?
Kaçı kendi gerçekliğinle uyumlu?
Gözünü gölgenden ayırma. Gerçeği sadece onda görebilirsin. Ayna seni yanıltır!

2012‘de bu video yerleştirmeyi yapmıştım. PasaJist‘in küçük salonunda, mekânı kullanıp video ile genişleterek bir şeyi gözlere sokmaya çalışmıştım.

Açılışına tahminimden çok insan geldi. Yazarı, eleştirmeni, galericisi, sanatçısı vs.

Umduğum tepkiyi alamadım. Sorduklarım, “yaa biraz şeyy olmuşş” falan dedi. Evet, göze sokmak makbul değil “çağdaş” sanatta. Herkes ne görüyorsa onu alsındı. Zaten moral bozmaya ne gerek vardı ki, vesaire.

İşimi ne kimse yazdı ne de kimse bahsetti. Bildiğiniz yok sayıldı.

2012’de, Suriye‘de başlatılan iğrenç savaşın kanı buraya akıyordu. Asi Nehrine atılan cesetlerin buraya doğru sürüklenmeleriyle bunu anlatmaya çalıştım. Videoda gösterdiğim sanat müdavimleri halinden memnundu, tıpkı işimi izleyenler gibi. Videonun sonunda perde yırtılıyor ve o vahşet, mekâna taşınıyordu. Ben daha ne diyeyim. Dilim o kadar döndü, o kadarını becerebildim.

O savaşın adım adım buraya taşındığı her olayda videoyu defalarca buradan paylaştım. Yine tepki yoktu. Evhamlı bir adamın hezeyanları gibi algılandı belki de…

Bugün bilmem kaçıncı kez bir daha paylaşıyorum. O silah o galeriye girdi ve ateşlendi. O kan, bu kez gerçekten ekranlardan evlerinize sıçradı.

Umuyorum ki son paylaşmam olur ve videodaki durum birebir gerçekleşince tekrar paylaşmış olmam.

Türkiye’deki sanat ortamı koca bir et yığınıdır. Böyle düşünüyorum artık. 2011’de burnumuzun dibinde o savaş başladıktan beri ne yaptı bu koca et yığını? Hiçbir şey!

Ha, unutmak olmaz; Açık Toplum Vakfı‘na bağlı Tütün Deposu, Şam’daki acıklı durumu fırsat bilerek Suriye düşmanı “sanat”çıları toplayarak Şam Sanat Festivali‘ni çalıp burada gerçekleştirmeye kalktı. Bunu eleştirdiğim için az aşağılanmadım. Sözüm ona muhalif sanatçılar tarafından hem de.

Kin ve öfke bir işe yaramıyor. Artık uyanın demekten başka bir şey gelmiyor elimden. 

Barış Mengütay

Comments are closed