Küratörlüğünü Hasan Bülent Kahraman’ın yaptığı farklı evlerin yıkımlarından toplanmış yapı malzemeler ile sanatçının kendi evinden söktüğü parçalardan oluşan Eda Soylu’nun “Evi Yeniden Kurmak” Kadir Has Üniversitesi bünyesindeki Galeri Khas’ta açıldı.
Metin Altıok‘un “Ve evin yüzü burkuldu” dizesinden ilhamla “ev” ile ilgili bir çalışmaya imza attığını belirten Eda Soylu‘nun sergisi mekan düşüncesinin ve özel olarak da ev kavramının sökümüne ve yeniden kurulmasına dayanan yerleştirmeden oluşuyor.
Eda Soylu gerçekleştirdiği bu yerleştirme işinde, galeri mekanına betonla bütünleştirip yerleştirdiği kurutulmuş çiçeklerin izleyiciler tarafından çiğnenmesini isteyerek onları karmaşık ve kendisiyle çelişen bir eyleme sürüklüyor. Çiçekleri betona gömdüğünde öldürme, barınma ve korunma gibi üç fonksiyonun gerçekleştiğini söyleyen Soylu, çiçeklerin zamanla güçsüzleştiğini fakat betonun içinde suyun renklerini muhafaza ettiğini belirterek bastırılmak ve ezilmek kavramlarına değindiğini belirtiyor.
Genç Sanatçı, projenin çıkış noktası şu sözlerle anlatıyor: “Evimi sırtıma aldım, geldim. Göç etme kavramı gibi, taşınma gibi, kaplumbağa kafası gibi bir durum. Bugün dünyada mevcut olan göç teması var burada. Maalesef insanlar ev diye adlandırdıkları şey her neyse onunla birlikte denizde boğularak var oluyor. Taşınamıyorlar bile. Bambaşka olana ve bilinmeyene doğru, o ev diye adlandırdıkları şeyi sırtlarına alıp gidiyorlar. Ev diye adlandırdıkları şey belki bir bavul bile değil… Çok kırılgan bir mesele. Bu dünyada mevcut bir sorun. Ama aynı zamanda kendi yaşadığımız şehirde de mütemadiyen bir yıkım söz konusu. Evin yıkılması demek gölge, anı ve izlerin yok olması demek. İstedim ki biz bu yıkımı biz burada yaşayalım ve yaşatalım. Bu benim kendime kurduğum bir evse, evime gelen misafire kendi evimi yıktırıyorum. Ya girmeyecek ya da girerse ne kadar basmayacağım dese de illa ki bir şeyleri kıracak. Sergi açılışında her şey yerli yerinde dururken sergi kapandığında burası bir toz bulutuna dönüşecek. İnsanlar bunu kendi kendilerine yapmış, yıkmış olacak. Burada da bir ayna efekti söz konusu.”
Soylu, serginin seyirciye mesajının ise “hüzün” olduğunu söylüyor. Zira, serginin içine girdiğinizde evinden de getirdiği eski banyo ve mutfak kapısını, gerek tek başına kalmış bir camı, yıkık dökük betonları gördüğünüz vakit elinizde bir tek hüzün kalıyor. Çiçek kaplı betonlara bastıkça üzüldüğünü söyleyen seyircilere de sanatçı şöyle sesleniyor: “Yapacak başka bir şey yok. Komşunuzun evi yıkılıyor, bir şey yapamıyorsunuz. Süt alacağınız kişi artık orada olmuyor, evde kek yapacaksınız yumurta alacağınız komşunuz yok olmuş oluyor. Bunlar çok basit gibi görünen şeyler. Daha büyük konulara girmeye bile gerek yok. Günlük yaşamımızda bile durumumuz bu…”
Serginin küratörlüğünü yapan Hasan Bülent Kahraman ise Eda Soylu’nun yerleştirmesi için şunları söyledi: ‘Eda Soylu kurumuş çiçeklerin fenomenolojisiyle ve onları mekanın içinde kendi evinden oluşan bir mekanla bütünleştirerek bu yabancılaşmanın altını çiziyor. Doğanın yittiği ve mimesinin ortadan kalktığı bir dünyada doğanın ötedeki anlamını çağrıştırarak ve bizi yıkımların eşiğine taşıyarak feonomenolojik olanı kültürel ve siyasalın içine çekiyor. İçinde olduğumuz ve dışına atıldığımız bir dünyanın kabalığını yere serilmiş, betonun içinde kuruyan çiçeklerle gösteriyor Soylu.’
Sergi 13 Ocak 2017 tarihine kadar Kadir Has Üniversitesi bünyesindeki Galeri Khas’ta gezilebilir.